Bayram sabahları, çocuklukta bambaşka bir heyecandı.
Yeni kıyafetlerin başucumuza asıldığı, şeker poşetlerinin geceden hazırlandığı günler…
Bayram namazına giden büyükleri beklemek, ellerini öpmek için sıraya girmek, sonra da hep birlikte kahvaltı sofrasına oturmak…
Şimdilerde belki büyük sofralar azaldı ama içimizdeki o bayram coşkusu hâlâ yerli yerinde duruyor.
Çünkü bayram; sadece bir takvim günü değil, bir ruhtur.
Kardeşliktir, kucaklaşmadır, paylaşmadır…

Küçükken bayram demek; rengârenk şekerler, gazoz kapaklarıyla oynanan oyunlar, her katta başka bir kokunun yükseldiği apartmanlardı.
Kapıdan kapıya koşar, herkesin bayramını kutlar, ceplerimizi şekerle, gönlümüzü muhabbetle doldururduk.
Belki artık her evde o kalabalık sofralar yok, belki ziyaretler azaldı, ama bayram hâlâ kalbimizin derinliklerinde, o çocukluğumuzun saf duygularında yaşamaya devam ediyor.

Biraz burukluk varsa da içimizde, bu da bayramın parçası…
Bazı bayramlar sevdiklerimizle birlikte oluruz, bazı bayramlar uzakta…
Bu yıl benim için öyle bir bayram.
Evde değilim, ailemin yanında da değilim.
Bir bağış organizasyonu vesilesiyle Afrika’dayım.
Kurbanlar kesilirken, uzak diyarlarda bir çocuğun gözünde bayramı görebilmenin heyecanındayım.
Bazen bayramı yaşamak & yaşatmak için uzaklara gitmek gerekir.
Bir sofranın kurulmasına vesile olmak, bir yetimin başını okşamak, bir annenin duasına ortak olmak…
İşte o zaman bayram, takvimden değil, yürekten okunur.

Bu bayram, tıpkı eski günlerdeki gibi;
Namaz sonrası cami avlusunda herkesin birbirine sarıldığı o sahneleri hatırlayalım…
Köylerdeki bayram sabahlarını, kalabalık sofraları, kapı önlerinde toplanan çocukların neşesini düşünelim…
Büyüklerin ellerini öpmeyi, küçükleri sevindirmeyi, kırgınlıkları onarmayı ihmal etmeyelim.

Ve evet, ben bu sefer de elim boş çıkmadım yola…
Her bayram olduğu gibi hazırlığımı yaptım.
Horoz şekerleri, emzikli şekerler, gözyaşartıcı sakızlar, nostaljik çikolatalar…
Hepsi küçük bir poşette, ama büyük bir tebessümün habercisi gibi yanımda.
Çünkü bayram, bazen bir çikolatada, bazen bir öpmede bazen bir harçlıkta saklıdır.

Bir bayram molası verdik, çünkü hürmet ettik zamana, hatıralara.
Ama merak etmeyin, “Gurbetten Sılaya Gezi Rotaları” tüm güzelliğiyle devam edecek.
Yeni şehirlerde, yeni duraklarda buluşmak üzere…

Muhabbetle