Şeref Yıldız

Şeref Yıldız

Afganistan’da Türk olmak bir ayrıcalıktır

Bir hayır organizasyonuna katılmak için Afganistan’a geldik. Esas olan yapılan hayırları gizli tutmaktır. Lakin günümüzde insanların merhamet duyguları sıkça sömürüldüğü için “Sünnet Şöleni” organizesini yapan İsviçre Türk Diyanet Vakfı, hem hizmetlerinin mutluluğunu bizimle paylaştı hem de yapılan yardımları yerine ulaştırdığına dair bizi de şahit gösterdi.

Afganistan’da kaldığımız süre içerisinde belki konforumuz Batı standartlarında değildi, lakin Afgan halkının sıcak tebessümü ve samimi yaklaşımı bize yetti. Dedelerin sarık bağlamasını görünce rahmetli Halil dedemi görmüş gibi oldum. Kendimizi hiç yabancı olarak hissetmedik. Hatta Afganistan’da Türk olmanın gururunu yaşadık.  2004-2006 tarihleri arasında iki dönem NATO Kıdemli Yüksek Sivil Temsilciliği görevini yürüten Hikmet Çetin’den işitmiştim. “Afganlılar, Türk askerinin taşıdığı silahın namlusu yere doğrudur. Diğer ülkelerin askerlerinin silahının namlusu Afgan halkına dönük olduğu için onları hep işgalci gördüler. Kendi aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için bizi aracı yaparlardı. Bizi adil bir ağabey olarak görüyorlar. Başka ülkelerin yaptığı eserleri Taliban yıkardı. Türkiye’nin hiçbir eseri taciz edilmedi. Biz, yapılması gereken bir proje varsa bölge halkının ileri gelenleriyle istişare eder, projenin sahibi onlar olurdu. Kadın doktoru konusunda çok hassas oldukları için biz de hizmet verirken bu hassasiyetlere dikkat ettik. Yer sofrasında onlarla birlikte oturduk ve birlikte anlımızı secdeye koyduk.  Bizim yaklaşımımız uluslararası standart oldu” demişti. 

Bundan dolayı Afganistan’da en rahat hizmet veren Türk sivil toplum örgütleridir. Türk’seniz size bütün kapılar açılır.  Başta Türk ordusu ve Türk İl İmar Ekibi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) tarafından yapılan yüzlerce proje, Afganistan’ın çehresini Afganlı kardeşlerimizin de hayata bağlanmalarına vesile oldu. Öte yandan Türkiye’nin Afganistan’a yapmış olduğu askeri katkılardan çok daha fazlası sosyal ve kültürel alanlarda yapılıyor. Türkiye, Afganistan’da sadece askeri mücadelenin Afganistan’da güvenliği ve istikrarını asla sağlamayacağını bildiği için, Afganistan’a muharip asker göndermeyerek, ülke altyapısına katkıda bulunma maksatlı birçok faaliyeti gerçekleştirdi.

Son bir asırda hem Batılı hem de Sovyet işgali yaşayan Afganistan, geleneksel alile yapısıyla ayakta kalmayı başardı.  1979 yılında Afganistan’ı işgal eden Sovyet yönetimi, Afganistan’da kalıcı bir hezimet yaşayarak dağılmanın başlangıcını yaşamaya başladı. 11 Eylül terör eylemleriyle bu kez Batılı güçler tarafından işgal edildi. Sözüm ona demokrasi getireceklerdi Afganistan’a. On binlerce ölü ve bir o kadar sakat kalmış kişi var.  ABD, bir sınırı Çin diğer sının İran olan ve güneyi Hindistan’a açılan Afganistan’ı kolay kolay bırakmayacak.

Yüz ölçümü yaklaşık Fransa kadar olan Afganistan'ı Hindukuş ve Pamir sıradağı zincirleri kuzey ve güney olmak üzere iki bölüme ayırır. Afganistan genellikle engebeli bir araziye sahiptir. Ülkenin doğusundan içlerine uzanan ve Himalaya Dağları'nın bir uzantısı olan Hindukuş Dağları, güneyindeki Çağay Dağları ve kuzeydeki Pamir Dağları ülkenin başlıca yükseltileridir. Ülkenin en yüksek noktası Hindukuş Dağları'ndaki 7 bin 492 metrelik tepedir. Ülkenin güneybatısı ve batısı dağlık değildir. Ancak fazla akarsu kaynağı olmaması nedeniyle tarım yapılamaz.

Dünyada afyon üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı Afganistan’da yapılıyor. Ülkede afyon yetiştirmek yasak. Ancak son beş yıl içinde haşhaş, Afganistan ekonomisinin önemli bir parçasına dönüştü. Haşhaşın hasat mevsimi nisan ayıdır. Nisan ise en çok alıverişin yapıldığı aydır. Afganlı haşhaşın sıkıntılarını çekiyor, uluslararası uyuşturucu baronları ise kaymağını yiyor. Afganistan’ın dirlik düzen bulmaması için uyuşturucu baronları, Afganistan’da bölgesel çatışmalara sürükleyerek kendi kanunsuz işlerini yürütüyorlar. Afgan halkı için önemli geçim kaynağı da halıcılıktır. Her türlü olumsuzluğa rağmen halıcılık devam ediyor. Afganistan’ın çok eksikleri var, bize düşen onların yanında olmaktır. Afganistan’ın yarısı güney Türkistan’dır. Afganistan Hun Türklerine, Timur Han’ın ve Gaznelilelere vatan olmuş topraklardır.  Afganistan'ındaki en büyük grubu toplumun yüzde 42'sini oluşturan Peştunlar oluşturmaktadır. Tacikler toplumun yüzde 27'sini, Özbekler yüzde 9'unu, Hazaralar yüzde 9'unu, Aymaklar yüzde 4'ünü, Türkmenler yüzde 3'ünü, Beluçlar ise yüzde 2'sini oluşturmuştur. Şimdi Afganistan’ın bizim için ne anlam taşıdığını gördünüz mü?

Bu yazı toplam 6058 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Şeref Yıldız Arşivi