Adana: Lezzet, Kültür Durağı
Gurbetten Sılaya Gezi Rotaları’nda bu hafta durağımız: Adana.

Uçaktan indiğinizde sizi önce sıcak bir hava, ardından bol baharatlı bir misafirperverlik karşılar. Adana, sadece yemekle değil, tarihle, kültürle ve yaşam enerjisiyle dolu dolu bir şehir. Kalabalık ama yorucu değil; sesli ama samimi…

Benim için ilk durak genellikle lezzetli bir başlangıç: Kaburgacı Yaşar.
Ama diğer mekanlar için size bir önerim var: Yola çıkmadan önce arama motorlarında ya da sosyal medya platformlarında küçük bir gezinti yapın. Böylece damak tadınıza en uygun yeri kendiniz keşfedebilirsiniz.

Ciğer sabah yenir burada, tıpkı Diyarbakır’da ya da Urfa’da olduğu gibi.
Gençlerin gözdesi muzlu süt için Kazım Büfe, günün her saatinde canlı.
Saat Kulesi civarındaki ciğerciler ve şalgamcılar da denenmeye değer.
Ulu Cami’nin etrafında ise oturup bir çay içmeden Adana’dan ayrılmak eksik kalır.
Ali Göde’de içeceğiniz buz gibi bir şalgamın yanına, hemen yanındaki fırından alınan sıcak simitle küçük bir lezzet molası sizi bekler.

Ama Adana sadece yemek değildir.
Tarihle iç içe geçmiş sokakları, kültürel durakları ve sıcak insanlarıyla kendine has bir dokusu vardır.
Sabancı Merkez Camii, nehrin üzerinden geçen asma köprüyle birlikte fotoğraflık bir kare sunar.
Kazancılar Çarşısı, bakırcı ustalarının çekiç sesleriyle doludur.
Sinema Müzesi’nde Adana’da doğup büyüyen tiyatro ve sinema sanatçılarının izlerine rastlamak mümkündür; isimlere gerek yok, çünkü burası anılarla konuşur.
Sevgi Adası ise doğayla baş başa kalmak isteyenler için güzel bir kaçamak noktasıdır.
Vakit varsa Atatürk Evi Müzesi’ni de ziyaret etmek, şehrin geçmişine dair sessiz bir yolculuğa çıkmak demektir.

Ve elbette, Adana’nın dışında sizi bekleyen manzaralar da var.
Pamuk tarlalarıyla süslenmiş yollar, bereketin ve emeğin kokusunu taşır.
Bu topraklarda her şey sıcaktır: güneş, yemek, dostluk…

Peki, rotalarımıza devam edelim mi?
Evet diyorsanız, haftaya Hatay’dayız.
Ne dersiniz, var mısınız?

Muhabbetle…

Turgut TUNÇ