Prof. Dr. Bünyamin Bezci

Prof. Dr. Bünyamin Bezci

Gelenler ve Dönenler I

Rönasans şairlerinden Francesco Petrarca 14. Yüzyılda İsviçre dağlarını romantize edesiye kadar İsviçre yaşanması zor bir ülkeydi. Dağlar turistler için eğlence merkezi değil, ormancılar için zahmetli işlerin yurduydu. Thomas Mann’ın meşhur romanı Büyülü Dağ yazıldığında Davos artık hastalar için olduğu kadar gezginler için de uğrak yeriydi. Yine de İsviçre’nin asıl zenginliği İkinci Dünya Savaşı sonrası kapitalist sermayenin buraya akmasıyla başladı. Sermayeyle birlikte nitelikli göçmenler de geldi. Ayrıca teknoloji ve eğitim alanında ciddi bir ivme yakalayan İsviçre, eğitim amacıyla gelenlerin de hedef ülkelerinden biri oldu. Bu anlamda az gelişmiş ülkelerden gelen işçi göçleri öncesinde de İsviçre, Avrupa’da eğitimin çekici yerlerinden biriydi. Bir taraftan dünyanın en zenginlerine hitap eden yatılı okulları diğer taraftan bilim dünyasında ilk sıralarda yer alan üniversiteleriyle İsviçre, cezbedici ülkelerden biriydi.

İsviçre’de eğitim görmek yetmişli yılların Türk filmlerinde zengin Türklerin ayrıcalığıydı. Yeni yüzyılın başında ise artan oranda Türkiye’de nitelikli eğitim görenlerin lisansüstü çalışmalar yaptığı bir ülkeye dönüşmüştü. Yeni yüzyılın ilk çeyreğini bitirdiğimiz bugünlerde ise yeni bir eğitim akını daha ortaya çıktı. Özellikle Türkiye’de nitelikli liseleri bitirmiş en gözde öğrencilerin lisans eğitimi için tercih ettiği yerlerden biri de İsviçre oldu. Yeni gelenler sermayelerinden ziyade başarılarına güvenerek üniversitelerden kabul alıyorlar.

Bir taraftan gelenlerin nitelikleri düşünüldüğünde gelecek yıllarda güçlü bir diasporanın ayak sesleri duyulmakta ise de diğer taraftan da Türkiye açısından en gözde beyinlerin kaybı lise yıllarına kadar inmiş durumdadır. Ancak göçün bu kadar uluslararası aştığı dünyamızda artık expatların geliş gidişlerine de alışmamız gerekiyor. Bu anlamda küresel dünyada önünde duramayacağımız göçü engellemeye çalışmaktan ziyade yönetmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Özellikle nitelikli göçmenlerin demokratik yollarla gelişlerini de gidişlerini de belirlemek mümkün gözükmemektedir.

Türkiye’nin son yıllarda teknolojik olarak aldığı yol gelenlerin işlerini kolaylaştırdığı gibi dönenlere de iş imkânları sunmaktadır. Bir zamanlar İsviçre’de değil nükleer enerji üzerine eğitim alanların elektrik enerjisi üzerine eğitim alanların bile sıklıkla dile getirdikleri Türkiye’de iş imkânlarının olmaması durumu artık ortadan kalkmış gözükmektedir. Ancak geçişkenliklerin daha iyi ve bilinçli yönetilmesi gerekmektedir.

Bir yazı dizisi olarak planladığımız bu seride gelenlerin olduğu kadar dönenlerin de imkânları hatta pişmanlıkları üzerinde duracağız. Böylece kalanların da dönecek olanların da yaşadıklarını tartışma imkânımız olacak. İdeolojilerin yerini teknolojinin aldığı dünyada odağımızı da yeniden konumlandırmamız şart olmuştur. Türkiye olarak da insanları ideolojisine ve kimliğine bakmadan katkısıyla değerlendireceğimiz günler başlamıştır. Ancak, Türkiye Yüzyılını taşıyacak omuzlar konfor dünyasından değil gayret dünyasından çıkacaktır.

Bu yazı toplam 738 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Bünyamin Bezci Arşivi