Prof. Dr. Bünyamin Bezci

Prof. Dr. Bünyamin Bezci

DİASPORADA MİLLİ BAYRAMLARIN ANLAMI

Milli bayramlar ulus devletin tarihiyle eşdeğerdir. İlk milli bayramlardan biri de Fransız Devrimi vesilesiyle kutlanmaya başlamıştır. Bu anlamda milli bayramlar kollektif ulusal kimliğin göstergelerinden biridir. Tarihimizde ilk milli bayram 23 Temmuz 1908’deki Meşrutiyetin ilanını anmak üzere 1909’daki yıldönümünde kutlanmaya başlanmıştır. İkincisi de 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı vesilesiyle kutlanan milli egemenlik bayramıdır. Sonrasında 30 Ağustos, 29 Ekim, 19 Mayıs ve 15 Temmuz gibi diğer milli bayramlar sıralanır. Her birinin ulusal belleğimizde ayrı önemi haizdir.

Ancak diasporada bayramları kutlama motivasyonumuz farklılaşır. Sılada bayram kutlamak yurtta kutlamak gibi değildir. Yurtta kutlanan bayramların motivasyonu “toplumsal birlik” olurken “neşe”, en önemli kollektif duygulanımdır. Oysa sılada kutlanan bayramların motivasyonu “özlem” oluşturmaktadır. Ortak duygumuzu ise “hüzün” oluşturur. Bayramlar vesilesiyle bir araya gelişlerimiz, bayrak ve sembollerle tesellilerimiz gurbet ellerde yaşadığımız yalnızlık yarasını sarmaktadır. Özellikle ilk ve ikinci nesillerdeki bayram kutlamalarının ana temasını yurda duyulan hasret oluştururken, bayram kutlamalarında hüzünle gözleri yaşaranları görmek mümkün olabilirdi.

Artık kendilerini ulus ötesi kimliklerle tanımlayan üçüncü ve dördüncü nesillerde ise bayramların anlamı biraz değişti. Zira diasporik kimlikler denizdeki yosunlar gibidir; denizden ayrı bir varlık olduklarını bilirler ama denize kök de salamazlar. Benzer bir şekilde yeni ulus ötesi kimlikler hem yaşadıkları topluma kök salamazken hem de geldikleri topluma kök salmaları mümkün olmaz. Diğer taraftan da aynı anda iki topluma da farklı içeriklerde olsa da aidiyet hissederler. Bu nedenle ulusal kimliğin bütünleyicisi olarak milli bayramlar da artık anlam değişmesine uğramıştır.

Yurtta olanlar için tartışmasız politik aidiyetin göstergesi olan milli bayramlar, diasporada kültürel aidiyetin göstergelerine dönüşür. Bir taraftan bakıldığında kültürel bellek daha sahici ve otantiktir. Diğer taraftan bakıldığında ise politik aidiyet daha varoluşsaldır. Diasporada bayramlar otantikliğiyle ve geleneğe atıfla kutlanır. Bir nevi anavatan ya da anadil kadar anaya dair sıcaklığı barındırır. Ama yurtta kutlanan milli bayramlar kadar politik kimliğe atıf yapmazlar. Zira politik kimlikler “ben ve o” ayrımı üzerine oturan varoluşsal kimliklerdir. Bir taraftan bakıldığında bu tür bir ayrışma bilinci milli olmanın da doğal gereğidir. Ancak diasporada ötekiyle birlikte yaşamanın doğallığında politik ayrışmalara da yer yoktur. Bu nedenle milli bayramların diasporadaki anlamı politik değil, kültüreldir.

Bu açıdan bakıldığında yeni nesillerin bayram kutlamalarında yaşadıkları ve geldikleri ülkelerin sembollerini birlikte kullanırken marşlarını da beraber okudukları görülecektir. Diasporadaki sağlıklı kimlikler de aslında bu dengeleri iyi korunmuş ikiliklerden beslenmektedir. Diasporik kimliklere sadakat testleri kültürel anlamda değil de politik anlamda yapıldığında muhtemelen sorunlar, her iki taraf için de azalacaktır. Kültürel kimliği parçalanmayan ve kültürel şizofreni yaşamayan diasporik kimlikler, toplumsal olarak da daha az sorunlu olacaktır.

Kültürel olan ile politik olan açısından bakıldığında diasporada milli bayramlar, ulusal olmaktan ziyade kültüreldir. Politik kimliğe değil kültürel belleğe atıf yapar. Bu nedenle ilk neslin hüznünden ziyade bir kültürel şenlik olarak neşeyle kutlanır. Bu neşe bir zafer kutlaması değil, bir beraberlik coşkusudur. Kendisi gibi olanlarla, sahici bir birlikteliğin cazibesiyle oluşan bir neşe halidir.

23 Nisan’ların ise çocuklar açısından daha ayrı bir önemi de vardır. 29 Ekimleri de kutlayan çocuklar, 23 Nisan’ları daha bir sahiplenmektedir. Biraz bayramın çocuklara armağan edilmesiyle belki biraz da bahar mevsiminin canlılığıyla neşelen çocuklar için 23 Nisan’ların anlamı farklıdır. Asıl ve otantik kültürel kimliklerini orada bulmaktadırlar. Cumhuriyet bayramlarının devletçi ve politik diline karşı 23 Nisan’ların sıcak bir iklimi vardır. Bu nedenle diasporada da çocukların daha candan sahiplendikleri bayram; 23 Nisan’lardır. Kültürel belleklerin oluşmasında ve güçlenmesinde bayram kutlamalarının önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu nedenle paskalyaya denk gelse ve dahi ilgili günlerde tatilde olsalar da 23 Nisan’ları kutlamaktan vazgeçmemektedirler. Bir nevi baharın gelişinin müjdesi gibi kültürel aidiyetleri hatırlatan bayramlarını ilk nesil gibi hüzünle değil daha ziyade neşeyle kutluyorlar.

Bu yazı toplam 1433 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Bünyamin Bezci Arşivi