Çabuk mu Gaza Geliyoruz?

Hiç düşündünüz mü, bazen bir söz, bir video ya da bir olay bizi nasıl da harekete geçiriyor? Sosyal medyada bir paylaşım görüyoruz, hemen destek olmak istiyoruz. Ya da bir arkadaşımızın anlattığı bir şeyle öfkeleniyor, haklı mı haksız mı diye düşünmeden tarafımızı seçiyoruz. Hızla karar alıp, bir şeyler yapıyoruz. Peki ya sonra? Sonra “Keşke biraz daha düşünseydim” dediğimiz anlar olmuyor mu?

Bir akrabam, geçtiğimiz günlerde bununla ilgili bir şey anlattı. Sosyal medyada dokunaklı bir yardım kampanyası görmüş. “Anında etkilendim ve bağış yaptım” dedi. Kampanya, sokakta yaşayan bir yaşlı amca için yardım toplandığını söylüyordu. O kadar gerçekçi bir hikayeydi ki, arkadaşım tüm çevresini de harekete geçirdi. Ancak birkaç gün sonra, bu kampanyanın sahte olduğu ortaya çıkınca büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. “Biraz araştırmalıydım. Ama hemen duygularıma kapıldım” diye itiraf etti. Off

İşte bu, hepimizin zaman zaman düştüğü bir durum. Duyduğumuz ya da gördüğümüz bir şey içimizde bir kıvılcım çakıyor. Fakat o kıvılcımı hemen bir yangına çevirmeden önce sorgulamayı öğrenmek gerekiyor.

Söylemler Eylemlere Dönüşür

Geçenlerde arkadaşımızın çocuğunun okulda yaşadıkları daha bir vahim. Çocuğunun okulda resim dersinde yaşadığı bir olayı anlattı. Öğretmenleri, “En sevdiğiniz hayvanı çizin” demiş.Çocuk, yaz tatilinde gittiği köyde gördüğü sevimli bir eşeği çizmiş. Tatilden aklında kalan güzel bir hatıraymış bu. Ama arkadaşlarından biri resme bakıp alay etmiş: “Eşek mi çizdin? Eşeği kim sever ki?”gibi bir sürü sataşma gibi düşünün.

Bu küçücük söz, çocuğun yüzünde kocaman bir bulut oluşturmuş. Resmini buruşturup çöpe atmış. Ama öğretmeni fark etmiş bu durumu. Çöpe gidip o resmi almış ve sınıfın önüne geçip tahtaya asmış. Sonra,arkadaşın çocuğuna dönüp şöyle demiş:
“Resim sadece çizim değil, bir hikaye anlatır. Sen bu eşekle tatilde yaşadığın anıları anlatıyorsun. Bu, çok değerli. Sanatta önemli olan, hissettiklerini kağıda dökebilmektir.”

O an çocuk, yaptığı işin aslında kıymetli olduğunu anlamış. Belki de o küçücük alay anınıı öğretmeni fark etmeseydi, onun hayallerini söndürecekti.

Hepimizin hayatında buna benzer anlar vardır. Birilerinin söylediği küçücük bir söz, bazen cesaretimizi kırar, bazen de bizi yeniden ayağa kaldırır. İşte bu yüzden, hem söylediğimiz hem de duyduğumuz sözlere dikkat etmeliyiz.

Bir Nefes Al ve Düşün

Hayat çok hızlı. Sürekli bir yerlere yetişiyoruz, bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz. Bu hız içinde bazen kendimize bile vakit ayıramıyoruz. Ama unutmamak gerek, aceleyle verdiğimiz kararlar bizi yanlış yerlere götürebilir.

Harekete geçmeden önce bir durup düşünmek, kendimize şu soruları sormak çok önemli;
“Bu kararım gerçekten doğru mu?”
“Beni harekete geçiren şey güvenilir mi?”
“Sözlerim veya eylemlerim başkalarını nasıl etkiler?”

Bu sorular, bizi hem daha bilinçli bir insan yapar hem de yanılma payımızı azaltır.

Belki de harekete geçmeden önce hepimizin biraz yavaşlamaya ihtiyacı var. Unutmayalım: Bir kıvılcımın bizi yakmaması için, önce onun bir ışık mı yoksa bir tehlike mi olduğunu anlamalıyız.

Aman gaza gelmeyin…

Muhabbetle…

Bu yazı toplam 513 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Turgut Tunç Arşivi