Sosyal ve kültürel etkinliklerin önemi
Değerli okurlar;
Kültürü gündelik hayat içindeki yapısıyla tanımlamamak her anki ilişkilerimizin toplamı olarak ele almamak kültürün etkisini ve gücünü yeterince açıklamamış eksik bir tanım olur. Milyonlarca insanın hayatı, çalıştığı veya eğitim aldığı saatlerin dışında kendisini bir sonraki çalışma gününe veya bir sonraki ders gününe bir biçimde hazırlamak için giriştiği bütün o ilişkilerden, olaylardan ve nesnelerden kurulmuştur. Bütün bu etkinlikler kültürel yapı ile ilişkilidir.
Otobüs beklerken yemek yerken müzik dinlerken ders çalışırken eğlenmek ya da dinlenmek için bir yerlere gider ya da bir şeyler satın alırken barınmak ve örtünmek için ihtiyaç duyulan maddeleri tüketirken girilen her ilişki, bizi çevreleyen her şey, bizi kurulu, devralınmış ve yeniden üretilen bir yapıya yönelten her bağ kültür kavramıyla ifade edilebilir. Kültür inanç, değer, norm, davranışlar ve bir nesilden diğer bir nesle aktarılan ögelerden oluşan bir bütündür. Toplumda yaşayanların öğrendikleri ve paylaştıkları her şeyi kapsar. Toplumda yaşayan insanlara rehberlik eder, insanlar arasındaki ilişkileri yönlendirir. Toplumdaki paylaşılan ortak ürünlerden oluşur.
Toplum ise ortak kültürü paylaşan ve birbirleriyle etkileşimde bulunan insanlardan meydana gelir. Gelenekteki değişiklik, diğer gelenekleri etkiler ve değişikliğe neden olur. Toplum bilimciler bu olaya birleşme adını vermektedir. Kültürün bütün parçalarının herhangi bir biçimde birbirine bağlanmasına “kültürel birleşme (entegrasyon)” denir. Özellikle yurtdışında bir çekim unsuru olarak festivaller, bulunduğumuz bölgede, özellikle gelişmekte olan bölgelerde önemini gittikçe artırmaktadır. Ekonomik, çevresel ve sosyokültürel olumlu veya olumsuz etkileri barındıran festivallerin gelişmesi veya son bulmasında yerel halkın önemli bir payı bulunmaktadır.
İsviçre'de Festival geleneği uzun yıllar boyunca çeşitli festivallere ev sahipliği yapan İsviçre Türk Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilmektedir. Yapıldığı çevre, konusu, katılanların sayısı gibi nitelikleri belli bir programla belirtilen ve özel önemi olan sanat, kültür, bilim, ekonomik faaliyet, ürün, dönem veya belli bir temaya yönelik olarak düzenlenen, tek seferlik veya belli periyotlarla tekrarlanan gösteri ve etkinlikler dizisidir.
Sosyal ve Kültürel etkinlikler, bir yörenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişiminde önemli rol oynar. Topluma yönelik sosyal, kültürel ve rekreasyonel aktiviteler düzenleyerek vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Ancak birçok kurumun bu aktiviteleri “yapmak için yapmak” yaklaşımıyla ele aldığı görülmektedir. Bu durum, sosyal faaliyetlerin amacını kaybetmesine ve kurumların vatandaşlar üzerindeki etkisinin azalmasına yol açmaktadır. İdeal olan, sosyal ve kültürel etkinliklerin yalnızca yapılmış olmak için değil, vatandaşların gereksinimlerine yanıt verecek şekilde planlanmasıdır.
Kültürel ve sosyal etkinliklerin başarılı olabilmesi için, bir amaca yönelik olarak planlanmaları gerekmektedir. Bu da ancak bütüncül bir yaklaşımla mümkündür. Bütüncül yaklaşım, her bir etkinliğin bir amaca hizmet etmesi ve uzun vadeli sosyal kazanımları hedeflemesi anlamına gelir. Bu tür bir yaklaşımın sağlanması, kurumların etkinlikleri daha stratejik ve sürdürülebilir bir şekilde yönetmesine olanak tanır. Sonuç olarak Sosyal ve kültürel etkinliklerin amaca hizmet etmesi ve toplum üzerinde kalıcı bir etki bırakması için hepimizin dikkat etmesi gereken birkaç temel öneri vermek istiyorum.
1. Vatandaşların İhtiyaçlarını Göz Önünde Bulundurun: Sosyal ve kültürel etkinliklerde, vatandaşların ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun planlamalar yapılmalıdır.
2. Uzun Vadeli Hedefler Belirleyin: Etkinlikleri belirli bir vizyon doğrultusunda uzun vadeli hedeflere göre düzenleyin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.