TÜRKİYE’NİN EĞİTİM DİPLOMASİSİ
Eğitim diplomasisi, eğitim faaliyetlerini kullanarak ülkeler arasındaki kültürel ilişkileri yakınlaştırma amaçlı bir çabadır. Türkiye de dünyanın birçok ülkesine öğrenci göndererek ya da sayıları neredeyse üç yüz bini bulan yabancı öğrencileri ülkesinde misafir ederek eğitim diplomasisi alanında önemli ülkelerden biri hali gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı son yıllarda eğitim diplomasisi alanına yatırımlarını artırmış ve yaklaşık 125 ülkeyle 350 anlaşma yaparak önemli bir atılım gerçekleştirmiştir.
Bakanlıkla yakın çalışan Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüleri aracılığıyla da birçok öğrenciye ulaşılmaktadır. Maarif Vakfı 13 ülkede yaklaşık 12.000 öğrenciyi barındıran 65 okula sahiptir. Bu okullardaki eğitimi ise yerel kaynaklardan istihdam ettiği ve Türkiye’den gönderdiği yaklaşık 700 öğretmenle sürdürmektedir. Romanya’dan Türkmenistan’a, Afrika’dan Moldova’ya kadar farklı ülkelerde okullar açan vakıf aynı zamanda Türkiye’nin kültürel yumuşak gücünün de bir parçasıdır.
Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Makedonya ve Bosna Hersek gibi kardeş toplulukların olduğu ülkelerde üniversiteler de açan Türkiye, ilgili ülkelerin eğitim profillerine katkıda bulunmaktadır. Suriye’de öğretmen yetiştirmesinden mühendis eğitimine kadar birçok alanda eğitim vererek sığınmacıların kendi ülkelere dönüşlerini ve hayatlarını idamelerini kolaylaştırmaya çalışmaktadır. Türkiye’de eğitim gören öğrenciler vesilesiyle de ticari ve kültürel etki alanını genişletmeye çalışmaktadır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplukları Kurumunun organize ettiği Türkiye bursları ile yüz binden fazla öğrenci Türkiye’de eğitim görmüş ve ülkelerine dönmüştür. Bangladeş’ten gelip Türkiye’de inşaat mühendisi olan bir öğrencinin iki ülke arasındaki iş kapasitesini artırmasına şahit olunması artık sıradan bir vakaya dönüşmüştür.
Türkiye’ye gelen öğrenciler için uyum sınıflarının açılması ve Türkçe ve Türk kültürü ağırlıklı derslerin verilmesi, üniversite öğrencilerine Türkçe öğreten TÖMER gibi kurumlar kültürel entegrasyonun önemli ayaklarını oluşturmaktadır. Aynı zamanda gurbetteki vatandaşlarının çocuklarının Türkçe ve Türk kültüründen kopmasını engellemek için öğretmenler görevlendiren MEB, eğitim diplomasisinin kurucu ayağını oluşturmaktadır.
İsviçre’de de yaklaşık 150 farklı okulda yürütülen Türkçe ve Türk kültürü derslerine bin beş yüz öğrenci devam etmektedir. Türkiye’nin ekonomik gücü ve İsviçre ile ticareti artıkça Türkçe de önemli bir anlaşma dili olmaktadır. Türkiye’de artan İsviçre yatırımları iki ülkenin diline de hakim olanları daha değerli kılmaktadır. Özellikle son yıllarda İsviçre üniversitelerinde artan Türk öğrenciler bu tür kültürel ve ticari geçişkenlikleri kolaylaştıracaktır. İsviçre’de kalanların da Türkiye’ye dönenlerin de faydalı olabileceği alanlar artmaktadır.
Kendi imkanları ile gelen ve sayıları giderek artan öğrencilerin yanında MEB bursları ile bütün dünyada yaklaşık 3000 öğrenci lisansüstü çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye’nin teknoloji hamlelerinde söz sahibi olacak burslu öğrencilerin 20 kadarı da İsviçre üniversitelerinde öğrenimlerine devam etmektedir.
Eğitim diplomasisinin önemli bir ayağını da kardeş okul projeleri oluşturmaktadır. İsviçre’deki Türklerin çocuklarının eğitim gördüğü yerlerdeki okullar ile memleketlerindeki okullar arasında köprü olma ihtimali oldukça yüksektir. Eğitim müşavirliği de bu tür projeleri desteklemektedir.
Bir başka konu da uluslararası kuruluşlar ile Türkiye’deki eğitim kurumları arasındaki ilişkinin geliştirilmesidir. CERN başta olmak üzere uluslararası araştırma kuruluşlarında birçok Türk araştırmacı da zaman içinde deneylerini gerçekleştirmiştir. Erasmus programına gelecek yıllarda dönecek olan İsviçre ile Türk üniversiteleri arasında işbirliği kapasitesi de oldukça yüksektir.
Eğitim diplomasisindeki gelişmeler Türkiye’nin kültürel ve küresel vizyonunun da bir parçasıdır. Uluslararası ilişkiler artıkça işbirliği potansiyelleri de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.



Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.