Müsait Değilim(!)

Son zamanlarda dilimize pelesenk olmuş bir tabir var:

“Hiç müsait değilim, aşırı yoğunum.”

Evet, bazıları için bu cümle gerçekten doğrudur. İş hayatının, sorumlulukların, projelerin ve yoğun temposu bitmek bilmeyen şehir yaşamının içerisinde hakikaten vakit bulamayan insanlar olabilir. Fakat gelin dürüst olalım; çoğu insan için bu cümle kocaman bir palavradan ibarettir.

Çünkü insan, gerçekten önem verdiği birine her zaman vakit bulur. Ne yapar eder, iki satır yazar, üç beş dakika konuşur. Yeter ki o kişi, hayatımızdaki önem sıralamasında üst basamaklarda olsun. Yeter ki unvanı “okkalı” görünsün. İşte o zaman, bırakın “müsait değilim” demeyi; insan o önemi ispatlamak için gerekirse kapıda gece nöbeti bile tutar.

Çünkü hayatın kuralı nettir:

Kıymet veren kıymet görür.

Değer veren değer bulur.

Öyleyse, bu yoğunluk bahanesinin ardına sığınmak yerine belki de şunu sorgulamak gerekir: Gerçekten mi “müsait değiliz”, yoksa karşımızdaki kişi bizim önem sıramızda alt basamaklara mı itilmiş?

Hayat, kıymet bilenlerle güzeldir. Değer verenlerle özeldir. Makam mı, mevki mi? Geçin hepsini bir kalemde… Para mı, pul mu? Hepsi gelip geçici…

Sonunda ne rütbe kalır ne de mal…

Geride sadece insanlığımız ve gösterdiğimiz değer kalır.

Vesselâm.

Bu yazı toplam 1407 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Özey Arşivi