Yarının din görevlileri için şimdiden çalışmalara başlamalıyız

Almanya bir uygulama başlatıyorsa sırasıyla Avusturya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler bunları hayata geçirirler. Veya Almanya bir şey demek isterse önce komşularına söyletir. Son olarak Schengen uygulamasını 33 yıl sonra 6 aylığına askıya alan Almanya’yı diğer Avrupa ülkeleri de takip edecektir. Hatta bu uygulamanın öyle başarılı olduğu gösterilecek ki, “Sınırda bilmem kaç bin illegal göçmen yakalandı” gibi rakamlar açıklayacaklar. Anlayacağınız Almanya, Avrupa’da ekonomik olarak başı çektiği gibi yasaklar konusunda da başı çekiyor. Uzun yıllardır Almanya ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslüman vatandaşların geldikleri ülkeden din görevlisi getirtmeleri istenmiyor. Aynı tartışma İsviçre için de geçerli.

Yakın bir zamanda Türkiye’den din görevlilerin gelmesi durdurulursa şaşırmayın. İsviçre’de kaç yıldır din hizmetleri müşaviri bulunmuyor. Görev süresi dolan din görevlilerinin yerine gelecek olan görevliye zorluk çıkarmayacaklarını kimse garanti edemez. Diyanet İşleri ile iş birliği içinde bulunan bir çok üst kuruluşumuzun çok ağır ithamlara muhatap olduklarını unutmayalım. Devletimiz bu yaşananları gördüğü için 34 senedir çalışıyor, biz ise 34 senedir uyuyoruz.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, Avrupa ülkelerinin gelecekte din görevlilerine dönük getireceği muhtemel kısıtlamaları dikkate alarak yurtdışında yaşayan vatandaş ve dindaşlarımız dini ihtiyaçlarını karşılamak için yurtdışında yaşayan gençler için “Uluslararası İlahiyat Programı” hazırladı. Burada yetişecek ve mezun olacak gençlerimiz ikamet ettikleri Avrupa ülkelerinde ihtiyaca göre istihdam edilecekler.

1990 yılında başlayan Uluslararası İlahiyat Programı (UİP) 716 gencimiz mezun oldu ve halen eğitim gören gencimizin sayısı ise 501.
16 farklı ülkeden öğrencilerin eğitim gördüğü programda İsviçre’den bu zamana kadar 6 öğrencimiz mezun oldu. 4 öğrencimiz ise halen program kapsamında eğitimlerini devam ettiriyor. Bu rakamın hem düşündürücü hem de üzücü olduğunu belirteyim.

Uluslararası İlahiyat Programı eğitimi alan ve mezun olan Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yurtdışı sözleşmeli din görevlisi olarak istihdam edilmek isteyen mezunlar, yapılan sınavlarda başarılı olma durumunda kendi ülkelerinde ve gerekli şartları taşımalar halinde farklı ülkelerde çalışma imkân bulabilecek.

Sözleşmeli personel; cami hizmetleri başta olmak üzere din görevlisinin yürüttüğü faaliyetleri yürütmek, caminin idaresi ve işleyişini sağlamak, insanları ve toplumu dini konularda aydınlatmak, camide açılan Kur'an kurslarında öğrencilere ders vermek gibi dini ve sosyal içerikli hizmetleri yürütme faaliyetlerinde görevlendiriyor.
Ayrıca, Uluslararası İlahiyat Programı mezunu olup belirtilen şartları taşıyanlar arasından mülakat yoluyla seçilenler, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Dini Yüksek İhtisas Merkezlerinde eğitimlerine devam etme imkânına sahip olabiliyorlar.
Dini Yüksek İhtisas Merkezleri, Temel İslam Bilimleri alanında uzmanlaşmaya yönelik kurs programlarının uygulandığı, hazırlık ve ihtisas dönemi olmak üzere 30 ay süreli eğitim-öğretim birimlerinden oluşuyor.
Hazırlık dönemi program Türkçe dil bilgisi, Arapça dil bilgisi, okuma-anlama, yazma, dinleme-konuşma ve çeviri agirlık olup 9 ay süreli. İhtisas dönemi ise 21 ay süreli olup, Tefsir, Hadis, Fıkıh, İslam Düşüncesi, Din Eğitimi ve Kur'an-ı Kerim dersleri ağırlıklıdır.
Dini yüksek ihtisas programından başarıyla mezun olanlar yurtdışı sözleşmeli din görevlisi olarak atanabiliyor.

İlahiyat lisans programından mezun olanlar, yurtiçi ve yurtdışı üniversitelerde master ve doktora programlarına başvurarak lisansüstü eğitimi alabiliyor.
Lisansüstü öğrenciler Türkiye Diyanet Vakfı bursu kazanması durumunda burslu olarak, ya da kendi imkânlarıyla eğitim hayatlarına devam edebilirler.
İlahiyat fakültesinde formasyon derslerini alan her öğrenci mezun olduktan sonra, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, İmam Hatip Lisesinde meslek dersleri öğretmenliği ve Arapça öğretmenliği yapabilmektedir. Türk vatandaşlığı olanların, Diyanet İşleri Başkanlığının sözlü ve yazılı sınavını geçtikleri ve KPSS'den yeterli puan aldıkları takdirde imam, vaiz, kuran kursu öğreticisi ve memur olarak atanmaları da mümkündür.

Bakınız din görevlisi ve İmamlık önemli bir vazifedir. Herkese teslim edilmemelidir. İslami motifleri kullanarak milletimize 15 temmuzları yaşatanlar, İslamiyeti vahşet dini gibi gösteren radikal gruplara fırsat verilmemeli.

Yarının din görevlileri için gençlerimizi bu eğitime yönlendirerek yetiştirmeliyiz. Bu makamları kayıkı olmayanlara bırakmamalıyız. Bizden hatırlatması.

Bu yazı toplam 1032 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ömür Çelik Arşivi