Türkiye’de dikkat edilmesi gereken hususlar

Yıllar yılı Türkiye’ye karayoluyla giden vatandaşlarımızı uyarıp sağlıklı bir tatil geçirerek tekrar yaşadıkları ülkelere geri gelmeleri için çalışmalar yapardık.

Macaristan, Hırvatistan, Sırbistan ve Bulgaristan’ı transit geçecekler için Büyükelçilerimiz de, açıklamamalar yayınlayarak dikkat etmemiz gereken konular hakkında vatandaşlarımızı bilgilendiriyor.

Oysa son yıllarda en çok sıkıntı çektiğimiz ve “öteki” olarak bakıldığımız yer maalesef anavatanımız Türkiye’nin olduğunu üzülerek ifade edeyim.

En çok hasretini çektiğimiz ve çok kalmayı tercih ettiğimiz ülkemizde başımıza gelmeyen kalmıyor. Esnafından memuruna kadar her birimizin mustarip olduğu konuların başında “gurbetçi” diye bizi isimlendirenlerin bize uyguladığı farklı tarifeler geliyor. Zaman zaman medyaya yansıyan bu tür olumsuz haberler, buzdağının küçük bir bölümünü oluşturuyor. Geçenlerde uluslararası bir hukuk şirketinde çalışan bir avukat arkadaşım, gurbetçilerin evleri, haberleri olmadan bir yıl içerisinde birkaç farklı kişilere satıldığını ve bu işler yapılırken işin içinde avukatlar dahil olmak üzere bir çok meslek sahibinin olduğunu söylüyor. Siz “evim var” diyerek kapıyı açmaya çalışıyorsunuz. Karşınıza tanımadığınız ve “bu evin sahibiyim” diyen birisi çıkabiliyor. Uluslararası bir oto kiralama şirketinden kiraladığınız araba şirketinin ofisinde kaydınızın olmadığını, dolandırıldığınızı iş işten geçtikten sonra anlıyorsunuz. Bir yılın yorgunluğunu atlatmak için yer ayırdığınız ve ücretini ödediğiniz tatil köyünde adınıza rezervasyon yapılmadığını duyunca şoke olabiliyorsunuz.

Hele hele aracınızda bir arıza olduysa yandınız. Önce fazla plaka ücretiyle başlatan söğüşleme ve ardından baş gösteren hatalar sizi bekliyor. Yani hiç kaçarımız yok. Sizin o şehirli olmanız, Türkçe konuşmanız hiçbir şeyi ifade etmiyor.

Hele evinizde küçük bir tadilat veya tamire kalkışmayın, izininiz zehir olur. Önce kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneden sözde usta, “Bu iş, bizim işimiz” der. Sonra ön ödeme ve malzeme parasını alır. Aradan bir kaç gün sonra gelir, birkaç saat çalışır ve “Bir yakınım öldü” der ve gider. Sayılı günler için tatile gittiğiniz için ustayı ararsınız, telefona çıkmaz. Ne işinizi yaptırabilirdiniz ne de paranızı alabilirsiniz.

Anlayacağınız, gurbetin kahrı ile sılada yenilen kazıklar arasında yaşıyoruz. Çok ilginçtir Türkiye’de bir kesim, bir başkasının sırtından geçinmeyi meslek haline getirdi.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye gelecek vatandaşların dikkat etmeleri gereken konular hakkında bir bilgilendirme yayınlaması yerinde bir çalışma olur. Belki tarzımızı abartılı bulacaksınız, fakat hepimizin başından geçenleri yazmaya çalıştım. Ülkemizde başımıza gelenleri biz hazmederiz de yeni nesil başına bir olumsuzluk gelirse bir daha ülkemize bile gelmez.

Tek başınıza fiyat almayın. Yerli akrabanız sizin için fiyat alsın. Hatta birkaç yerden teklif aldıktan sonra karar verin. Kurumsal şirketlerle çalışın. Kimseye ön ödeme yapmayın. Borç vermeyin.

Turistlere karşı gösterilmesi gereken hassasiyetler gurbetçilere de gösterilmelidir.

Bu yazı toplam 764 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ömür Çelik Arşivi