Kardeşlik: Yüreğin Dilinden Bir Bağ

Bazı duygular vardır, kelimeler anlatmaya yetmez. Kardeşlik de bunlardan biridir. Kan bağı olsun ya da olmasın, insanın kalbine değen, acısını paylaşan, sevinciyle gülen bir başka yüreğe “kardeşim” diyebilmek, dünyadaki en derin bağlardan biridir.

Kardeşlik, birlikte büyümek demektir; aynı sofraya oturmak, aynı ekmeği paylaşmak, bazen kavgayla bazen kahkahayla yoğrulmaktır. Kardeşlik, bazen gözyaşını sessizce silen bir el, bazen karanlıkta ışık olan bir sestir. En çok da, kelimeye gerek duymadan anlaşabilmektir.

Her insan hayat yolunda yürürken düşer, yorulur, kaybolur. Ama eğer bir kardeşi varsa, o yol hiçbir zaman tek başına yürünmez. Çünkü kardeş, omuz verendir; düşeni kaldıran, susanı duyan, ağlayanı sarandır.

Kardeşlik, doğuştan gelen bir lütuf da olabilir, sonradan yürekle kurulan bir bağ da… Önemli olan, kalpten kalbe bir yol açabilmektir. Zira gerçek kardeşlik, ne sadece kanla mümkündür, ne de sadece zamanla. O, sadakatle, fedakârlıkla, sevgiyle büyür. Ve en önemlisi, insan kardeşini sadece kendi mutluluğu için değil, onun da huzuru için sever.

Günümüz dünyasında en çok ihtiyacımız olan değerlerden biri belki de kardeşliktir. Bencilliğin, yarışın ve öfkenin sardığı bir çağda, birbirimize “kardeşim” diyebilmek, insan kalmanın en güzel hâlidir. Çünkü kardeşlik, sadece bir söz değil, bir duruştur. Merhametin, anlayışın ve dayanışmanın ete kemiğe bürünmüş hâlidir.

Unutmayalım ki, kardeşlik bir armağandır. Onu kaybetmeden kıymetini bilmeli, yüreğimizin en özel köşesinde saklamalıyız. Çünkü hayat geçicidir, ama kalpten kalbe kurulan kardeşlik bağı, ömür boyu iz bırakır.

Bir Ekmek, İki Kalp

Küçük bir köyde, iki kardeş birlikte yaşarmış: Ali ve Hasan. Anne-babaları vefat ettikten sonra, onlara kalan tek şey küçük bir tarlayla eski bir kulübeymiş. Geçim zor, kış sertmiş ama kardeşlikleri sıcacıktı.

Bir gün, evde sadece bir parça ekmek kalmıştı. Hasan, sabah erkenden kalkıp ekmeği ikiye bölmüş, yarısını Ali’nin yastığının yanına bırakmış. “Aç kalmasın,” demiş içinden. Ardından tarlaya gitmiş.

Ali uyanmış, ekmeği görünce gülümsemiş. “Kardeşim yememiş, bana bırakmış,” diye düşünmüş. O da kendi payını alıp, diğer yarısını geri bırakmış.

Akşam olduğunda Hasan eve dönmüş, ekmeğin yerinde durduğunu görmüş. İçinde bir sıcaklık yayılmış: “Kardeşim de bana kıyamamış…”

O gece, iki kardeş de aç uyumuş ama yürekleri tokmuş. Çünkü gerçek kardeşlik, bazen bir parça ekmeği bile bölüşmeden paylaşabilmektir.

İşte kardeşlik, bazen aynı ekmeği ikiye bölmeden paylaşmak, bazen de hiçbir şey demeden birbirini düşünmektir. Zenginlik, servet ya da makam değil; bir insanın hayatındaki en büyük değer, kalpten kurulan bir kardeşliktir.

Bu yazı toplam 1255 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Terkesli Arşivi