Ramazan kültürümüzü yaşamak ve yaşatmak

Din kültürümüzün günlük hayatımıza en tesirli olduğu ay hiç şüphesiz Ramazan ayıdır. Bu ayda insanlarımızın büyük çoğunluğu ibadetlere yönelir ve manevi iklimden istifade etmek için gayret gösterir.  11 ayın sultanı olarak bilinen Ramazan ayının bereketini kişilerde gördüğümüz gibi topluma yönelik karşılığını da daha belirgin hissederiz. Karşılıklı ziyaretler artar, yardımlaşma en ileri safhalara ulaşır. Öyle ki Ramazan kültürü, toplumumuzun yedisinden yetmişine kadar herkes tarafından kabul gördüğü önemli bir hayat tarzı oluşturmuştur. 

Gazetelerin Ramazan sayfaları, TV'lerin Ramazan'a özel iftar ve sahur programları, toplum tarafından ilgi gördüğü için artık bir gelenek haline gelmiştir.  Ramazan mutfağı, Ramazan’da beslenme, Ramazan'ın şiirimize, edebiyatımıza etkisi gibi hayatın bir çok alında "Ramazan" vardır.  Çünkü Ramazan ayında rahmet kapıları açılır,  müminleri günahları af olur, Ramazan ayı içinde öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Yani Ramazan maddi ve manevi kazançların ihsan edildiği bir aydır. Bu ayın manevi atmosferini yaşamak ancak yaşatmakla mümkündür.  Bu kültürü bulunduğumuz ülkelerde yaşamak, gelecek nesillere aktarmak, hepimizin boyun borcudur.
Hepimizin çocukluğuna dönük Ramazan hatıraları vardır. Çocuklarımızın da gelecek nesillere aktaracakları güzel Ramazan hatıraları olmalıdır. "Biz çocukken, Zürih gölü kenarında açık alanda topluca iftar ederdik. Büyükelçimizden başkonsolosumuza, sivil toplum örgütlerinin tamamının hazır bulunduğu birlerce insanın ay aynı anda iftar ettiği toplu iftar programlarımız olurdu" diyebilmeleri lazım.

Önemli bir sivil toplum örgütünün genel başkanlarından bir ağabeyim, iftar sofrasında plastik tabak ve kaşık, çatal gördüğü yerde iftar açmaz, orayı terk ederek, tepki gösterirdi.  Çünkü iftar sofrası şanına layık olmalı. Ona hürmet edilmeli, oruç tutana da saygı göstermek, onu en güzel bir şekilde ağırlamak lazımdır.  İftar sofraları başka zamanlardaki sofralardan farklı olmalıdır. Sofrasında ikram ve çeşitlerinden lezzetine kadar her şeyiyle özel olmadır.  İsraf ediniz demek istemiyoruz. Lakin bu ayın hürmetini de gözetmeliyiz.  İftarı da sahuru da, ikramı ile kendini belli etmelidir. Bu ayın yardımlaşma ayı olduğunu unutmamalıyız.  Yoksullar gözetilmeli, yetimler,  sevindirilmeli, bu ayın manevi kazançlarından istifade edebilmek için fırsat bilinmelidir. Ramazan ayını fırsat bilerek komşuluk ilişkilerimizi pekiştirmeli, yabancı komşularımızı da unutmadan onları da iftar programlarımıza davet ederek bu kültürümüzü onlara da yansıtmalıyız.  Bu duygularla Ramazan-ı Şerif ayınızı tebrik edere, bu ayın bütün insanlığa hayırlar getirmesini dileriz.

Bu yazı toplam 3083 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi