Normalleşmeye katkı verelim

Koronavirüs ile mücadele, bir ülkenin tek başına yapabileceği bir iş değildir. Siz ülke olarak her türlü tedbiri almanıza rağmen dünyanın farklı coğrafyasındaki bir virüs, kısa bir zaman sonra sizin kapınıza dayanabiliyor.  Bu zamana kadar elde edilen en önemli tecrübe, salgına karşı dünyanın topluca mücadele etmesi gerektiği yönündedir. Geleceği bu günden belli olan ve bilim adamları tarafından seslendirilen salgının 4. dalgasının, virüsün Hint varyantı olacağı ısrarla belirtiliyor. Yani Covid-19'la yaşamaya alışmalıyız. Alacağımız tedbirler, uyacağımız kurallarla da bundan sonra gelecek olan salgın dalgaları kırar ve virüsü sıradan bir hale getirebiliriz. 

Uzmanlar, virüsün Hint varyantının İngiliz varyantından yayılmasının yüzde 20 daha hızlı yayılma gösterdiğini belirterek, salgına karşı alınan tedbirler ve yapılan aşılama hesaplamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ısrarla belirtiyorlar.  Rakamların düşüş göstermesini salgının sonu olarak algılamanın yanlış olduğunu ve çok dikkatli olmak gerektiğini ihtiyatlı hareket etmeyi önemle tavsiye ediyorlar.
Hepimiz ülkelerin aldığı önlem ve seyahat kısıtlamaları sayesinde mağdur oldu.  Önlem almaya mecbur kalan ülkelere kızacağımıza kendimize kızmamız ve öz eleştiri yapmamız gerekiyor. Alınan tedbirlere ve yapılan tavsiyelere uymazsak gelecekte yeni kapanmalara muhatap olacağımızı şimdiden hesaplamalıyız. Demek oluyor ki ne ekersek onu biçeceğiz. Uzmanlar yaklaşmakta olan 4. dalganın kırılması sağlık sisteminin çökmemesi için halkın yüzde 80'ninin aşı olması gerektiğini söylüyorlar.

Hem aşı olacağız hem de kurallara uyarak mücadeleye destek vereceğiz.
Türkiye aşı olanlara, iyileşenlere PCR testini kaldırdı. Bundan sonraki beklentimiz Türkiye'ye gelecek olan kişilerin gelecekleri ülkelerin salgınla ilgi rakamlarına göre uygulama yapmasıdır. Bir ülke'de salgın rakamları düşükse bu ülkeden herhangi bir şart kabul etmeksizin ülkemize serbestçe girebilmelidir.  Türkiye olarak nasıl bazı ülkelerden ülkemize girişte herhangi bir belge istemiyorsak, bu sistemin diğer ülkeleri de kapsamasını bekliyoruz. Özellikle Avrupa ülkelerinin bu konuda yaptığı çalışmalar yakından takip edilerek uygulamaların değiştirilmesini bekliyoruz. 

Zengin olan batılı ülkeler aşılanmaya hızlı bir şekilde devam ederken, aşı tedarikinde zorlanan fakir ülkeleri görmezden gelmeleri salgına karşı verilen mücadeleyi sekteye uğratıyor.  Oysa dünya olağan üstü bir dönemden geçiyor.  Salgın zengin fakir ayırt etmiyor. Belki önlem alınmazsa virüsün varyantları geliştirilen aşılar bile yetersiz kalabilecek.  Bunun için zenginlerin fakirleri gözetmeleri her zamankinden elzemdir.
Dünya genelinde salgının başlangıcından bu zamana kadar 170 milyonun üzerinde vaka sayısı ortaya çıktı. 3.5 milyon salgına bağlantılı olarak kişi hayatını kaybetti. Halen yoğun bakım ünitelerinde 60 milyon kişi hayat mücadelesi veriyor.  Bu günlerde yaşadığımız serbestlik gelip geçici olduğunu unutmayalım ve sahip olduğumuz bu güzel günlerin kıymetini bilerek gelmesi muhtemel dalgalara karşı ihtiyatlı olarak hareket ederek kurallara uyarak normalleşmeye katkı verelim.

Bu yazı toplam 1999 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi