Şeref Yıldız

Şeref Yıldız

ABD ile Çin arasındaki liderlik rekabeti

Dünyada yaşanan her savaşın nihai olarak sona ereceği yer, barış masasıdır. Ülkeler arasında yaşanan askeri, ticari ya da siyasi çatışmaların mutlak bir kazananı yoktur; kazandığını düşünen taraf dahi aslında kaybetmiştir. Geçtiğimiz ayki yazımızda, Trump’ın Avrupa Birliği ülkelerine yönelik bazı tutumlarında haklı yönleri olduğuna dikkat çekmiş, bir nebze olsun hak vermiştik. Ancak Çin ile ABD arasında süregelen bu rekabet, iki ülke için de bir varoluş meselesine dönüşmüştür.

ABD ile Çin arasındaki ticari rekabet, sıradan bir ekonomik yarışın ötesindedir. Bu mücadele, küresel ekonomi ve jeopolitik dengeler açısından son derece kritik ve çok katmanlı bir yapıya sahiptir.

ABD ve Çin, dünyanın en büyük iki ekonomisi konumundadır. Bu iki ülke yalnızca ekonomik anlamda değil; teknoloji, askeri güç ve diplomasi alanlarında da yoğun bir rekabet içerisindedir. Ticaret, bu büyük mücadelenin sadece görünen yüzüdür ve şu an için en çok dikkat çeken cepheyi oluşturmaktadır.

Karşı karşıya gelen bu iki süper gücün birbirlerine karşı çeşitli alanlarda üstünlükleri bulunmaktadır.

Dünya ticaretinin önemli bir bölümü Çin ve ABD tarafından gerçekleştirilmektedir. 2023 yılı verilerine göre:

Çin, küresel mal ihracatında yaklaşık %14-15 paya sahip olup, bu alanda dünyanın en büyük ihracatçısıdır. Çin, küresel üretim çıktısının yaklaşık %30'unu üreterek dünyanın en büyük üretim gücü konumundadır.

ABD, küresel mal ihracatında %8-9 aralığında bir paya sahip olmakla birlikte, hizmet ihracatında büyük bir güce sahiptir. Ayrıca ABD, %13-14’lük payla dünyanın en büyük ithalatçısı konumundadır. Çin’in ithalat payı ise %10-11 civarındadır.

Toplamda bakıldığında, Çin ve ABD birlikte küresel mal ticaretinin yaklaşık %30’unu oluşturur. Hizmet ticareti de dahil edildiğinde bu oran değişse de, küresel ticaretin büyük bir kısmının bu iki ülkenin etkisi altında olduğu açıktır.

Çin, dünyanın en büyük imalat gücüne sahiptir. 2023 itibarıyla, özellikle elektronik, makine, tekstil ve tüketici ürünlerinde dünyanın en büyük mal ihracatçısı konumundadır. “Dünyanın fabrikası” olarak anılan Çin, birçok ülkenin üretim ve tedarik süreçlerinin merkezinde yer almaktadır.

ABD ise küresel hizmet ihracatında liderdir. Doların rezerv para olması, ABD’yi küresel finans sisteminin merkezine yerleştirmiştir. Yüksek teknoloji, tarım ve enerji gibi stratejik sektörlerde önemli avantajlara sahiptir. Üçüncü ülkelere yönelik yaptırım tehdidini dile getirmeye bile gerek yoktur.

ABD-Çin ticari rekabeti yalnızca bu iki ülke arasındaki bir mesele değildir. Bu rekabet; üçüncü ülkeleri, küresel tedarik zincirlerini ve uluslararası yatırım akışlarını da doğrudan etkilemektedir. Pek çok ülke, özellikle teknoloji alanında taraf seçmeye zorlanmaktadır: Çin mi, ABD mi?

Karşımızda küresel bir liderlik mücadelesi vardır. Bu nedenle, bu rekabetin yıllar sürecek bir güç savaşı olarak görülmesi şaşırtıcı değildir.

Korumacı politikaların artması, dünya ticaretini daraltırken küresel büyümeyi de olumsuz etkileyebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler bu süreçten ciddi şekilde zarar görebilir.

Ayrıca, ticaret savaşları zaman içinde siyasi ve askeri gerilimleri de körükleyebilir. Kritik hammaddeler, enerji yolları veya ileri teknoloji gibi konular, sıcak çatışmaların zeminini hazırlayabilir.

ABD ile Çin arasındaki rekabetin kısa vadede sona ermesi pek olası görünmüyor; çünkü bu yalnızca ticaret dengeleriyle ilgili bir mesele değildir. Teknoloji, jeopolitik çıkarlar, tedarik zincirleri, fikri mülkiyet hakları ve ulusal güvenlik gibi daha derin ve stratejik konular söz konusudur. Bu bir Trump meselesi değildir; çok daha geniş bir çerçevede ele alınmalıdır.

ABD ve Çin, dünya ticaretinin iki ana direği olmaya devam edecek. Ancak bu süreçte bloklaşma kaçınızmaz olacaktır.

Her iki ülke de sadece ekonomik değil; siyasi ve stratejik anlamda da küresel bir güç mücadelesi vermektedir. Bu küresel oyunda ezilen taraf olmamak adına Türkiye'nin hem içerde hem de dışarda güçlü olması hayati bir öneme sahiptir.

Bu yazı toplam 3359 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeref Yıldız Arşivi