Ramazan Ayı ve Oruç

Değerli Okuyucular,

         23 Mart 2023 Perşembe günü Ramazan ayına girmiş olacağız. Bu mübarek ay şimdiden hepimize kutlu olsun. Bu ayda yapacağımız, oruç, teravih, zekât ve sadaka-ı fıtır, mukabele gibi ibadetlerimizin ecrini sevabını Rabbimiz kabul eylesin. Feyizli, bereketli bir Ramazan Ayı’nı idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

         On bir ayın sultanı Ramazan, “ güz mevsiminin başında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamındaki “ ramda” kelimesinden türemiştir. Bu yağmur yeryüzünü yıkadığı gibi Ramazan Ayı da müminleri günahlardan yıkayıp temizler. Bir başka yoruma göre, Ramazan güneşin şiddetinden taşların kızarması anlamı “ramada” kelimesinden türemiştir. Buna göre, orucun hararetiyle müminler günahlardan arınırlar, Ramazan kelimesi, aynı zamanda Allah’ın güzel isimlerindendir. Kısaca Ramazan kelimesinde temizlik, arınmak, olgunlaşmak anlamları vardır. Ramazan ayında oruç ve diğer ibadetlerle Allah’a yönelen müminler günahlardan temizlenir, arınır, bilinçlenir, iman ve ahlak bakımından olgunlaşır.

         Ramazan ayını değerli kılan bir başka özellik, Kuran’ın bu ayda Kadir Gecesi’nde inzal olunmasıdır. “ O Ramazan ayı ki Kur’an o ayda indirildi” (Bakara, 2/185)

            Kur’an, 610 yılında Ramazan ayında Kadir Gecesi sabaha karşı Mekke’de Hira Dağında ibadetle meşgul olduğu sırada Peygamberimize vahiy meleği Cibril’in Alak suresinin ilk beş ayetini vahyetmesiyle inzal olmuştur.

         Ramazan orucu, Bakara suresinin 183–184 ayetlerinin inmesiyle hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Kur’an da; “ Ey müminler, ( kötülüklerden ve haramlardan) korunması için oruç tutmak, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”(Bakara, 2/183)  buyrulmaktadır.

         Oruç ibadeti, İslam dan önceki dinlerde de var olan bir ibadet şeklidir. Yahudilik ve Hıristiyanlık ta olduğu gibi, Hint dinlerinden Hinduizm, Budizm, Jainizm, Sih Dini ve Zerduşilikte de oruç ibadeti vardır. (Diyanet İslam Ansiklopedisi, (A.İhsan Yitik),XXXIII,416)

         Oruç, İslam’ın beş temel esasından biri olup, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş, mukim ve sağlıklı kadın ve erkek her mümine farzdır.

         Oruç ibadetini yerine getiren Allah’a ve Peygambere itaat etmiş olur. Oruç, sevabı en çok olan ibadetlerden biridir. Peygamber efendimiz (s.a.v) “Âdemoğlunun her ameline on katından yedi yüz katına kadar sevap verilir” buyurmuş ve Yüce Allah da : “ Oruç hariç, çünkü oruç benim içindir, onun mükâfatını ben vereceğim” buyurmuştur. Oruç en ihlâslı, bir ibadettir. Bu içtenlik sebebiyle Cenab-ı Hak onun sevabını kendi takdirine bırakmıştır.

         Oruç bir arınmadır, günahların bağışlanmasına vesiledir. Peygamberimiz (s.a.v) : “ Kim inanarak ve sevabını umarak Ramazan orucunu tutarsa, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar” (Buhari,siyam,6) buyurmuştur.

Savmdır afv-ı Hüdanın sebebi

Savmdır her amelin müntehabı

         Oruç ibadetinden maksat, bütün organlara oruç tutturmaktır. Oruç, hem ağza yeme içmeye hem de kötü ve yalan söylemeye karşı dili, gözü, beyni bulandıran hallere karşı kulağı, eli, zihni bütün haram söz, iş ve düşüncelere karşı uzuvları tutmaktır. Eskilerin tabiriyle “masivâdan sâim olmaktır. Yani insanı Allah’tan ayıran şeylerden uzak olmaktır.

         Bu aya hürmet gerek

         Nimete şükür gerek

         Mübarek Ramazan’da

         Hakka ibadet gerek

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): “ Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan payları sadece aç ve susuz kalmaktır.” buyurarak organlarının tamamını oruca ortak etmelerini tavsiye etmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Oruç, (kötülüklere karşı) bir kalkandır” buyurur. Bu sebeple oruç, kötülük ve fenalıklara karşı bir kalkan görevi ifa eder.

Oruç ibadetiyle manevi olgunlaşma gerçekleşir. Oruç, kulluk yürüyüşünde enerji, hataların verdiği kirlenmeye karşı engin bir rahmet okyanusudur. Oruç, zaaflarımızın, nefsi arzularımızın tahribatına karşı bir şifa reçetesidir. Kendinden uzaklaşan insanın, aslına dönüşüdür oruç. Oruç bir ruh analizidir, nefis muhasebesidir. Oruç, fanilikten bekaya uzatılmış bir fazilet köprüsüdür.

         Oruç sayesinde fertlerin arasında yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duyguları gelişir. Çünkü oruç, kişiye aczini fakrini Yaradan’a her an muhtaç olduğunu hissettirir. Böylece yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarf etmeye vesile olur. “ Tok açın halinden anlamaz” atasözü bunu ne güzel ifade eder. “ Açlık kalbi safileştirir, hevayı öldürür” sözünde ifadesini bulan ruh terbiyesini oruç besler. Oruç ruhu diriltir. Oruç irade ve sabır eğitimini sağlar. Hz. Peygamber (s.a.v) “ Oruç sabrın yarısıdır” buyurur. (Tirmizi, deavat,87)

         Oruç’un sağlık üzerindeki etkisi inkâr edilemez. Hz. Peygamber (s.a.v) : “ Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz” buyurmuştur. Oruç, her şeyden önce Allah rızası için ve dinimizin bir emri olarak tutulur. Fakat orucun, sağlık, sosyal hayat, ruhi yapı ve ahiret hayatına köklü tesirleri ve sayılamayacak kadar faydaları vardır. Bir ibadet olarak emredilen oruç, vücut sisteminin bozulan dengelerini yeniden tesis eder.

Oruç, bizleri saadet darı, huzur diyarı olan cennete koyacak ve cemale vasıl edecek bir ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.v)’ : “ Allah nezdinde faydalı bir iş işlememi bana emret diyen” sahabeye “Oruç’a devam et,” onun benzeri yoktur” buyurarak bu ibadetin önemini belirtmiştir. Keza Cennette “ Reyyan” adlı özel kapının oruç tutanlara tahsis edildiği haberi bu ibadetin sevabının yüksekliğine işaret etmektedir.

         Oruçlu kimse kimseye sataşmayacak, kötü söz söylemeyecektir. O, sövene dilsiz, vurana elsiz olacaktır. Aynı şekilde davranışlarımızı oruçlu iken kontrol etmeliyiz. Peygamberimiz (s.a.v): “Bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş girmeyi bırakmazsa, Allah’ın onun yemesini, içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur” ( Buhari,Savm,8) buyurarak orucun bir ahlak eğitimi olduğuna vurgu yapmıştır.

         Oruçlunun duası makbuldür. Bu müminler için büyük bir lutufdur. Rabbimizden dirlik, düzenlik, birlik ve güzellik isteyelim.

         Oruç, nimetin kıymetini hatırlatır. Böylece israfa, savurganlığa karşı bizi uyarır.

         Sonuç itibari ile Ramazan ayı süresince iyilik ve ihsanda bulunmaya çalışalım. İftar sofralarımızda fakirlere, yoksullara, yetimlere yer verelim. Gösterişli iftarlardan kaçınalım, kimsesizleri sevindirelim, sadaka ve hayırlarımızı artıralım, çocuklarımıza bu ayın kıymetini hissettirelim. Gündüzleri oruçlu geçirirken, geceleri de teravihlerle, zikir ve tespihlerle, dua ve niyazlarla, istiğfarlarla, Kur’an okuyarak ihya edelim. Teravihlerde çocuklarımızı da yanımızda camilere götürelim.

         Oruçlunun her hali ibadettir. “ Oruçlunun susması tespih, uykusu ibadet, duası makbul, amellerinin sevabı kat kat verilir” buyuran Sevgili Peygamberimiz oruçlunun ruh halini tasvir eder.

         O halde evveli rahmet, ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluşa vesile olan Ramazan ayının kadrini, kıymetini bilelim. Ramazan imanımızı pekiştirsin, oruç günahlarımızı döksün, sahurlarımız bereket olsun.

Daha nice Ramazanlara kavuşmak ümidiyle, gelecek bu ayımız mübarek olsun.                                                                         

Bu yazı toplam 3186 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Terkesli Arşivi