Dizi dizi ihanetler

Yaz tatili bitti, televizyonlarda yeni sezon başladı. Flaş transferlerle dönen diziler, yeni yapımlar… Görüntü kalitesi sinema ayarında, oyuncular ise güzellik ve yakışıklılık yarışında. Fakat iş içerik kısmına gelince tablo vahim: Hangi kanalı açsanız aynı senaryo… Aldatma, yasak aşk, ihanet, cinayet ve entrika.

Ekranlarda sanki tek bir kalemden çıkmış hikâyeler dönüp dolaşıyor. Aile değerleri ayaklar altında, ihanet romantikleştiriliyor, ahlakî yozlaşma reyting malzemesi yapılıyor. Daha kötüsü, bu yapımlar izlenme rekorları kırıyor. Reyting uğruna toplumsal çürüme körükleniyor.

Çocuklarımız bu dizilerin esareti altında büyüyor. Şiddeti problem çözme yolu gibi gösteren, “kendi adaletini sağlayan” suçluları kahramanlaştıran karakterler, gençler için rol modele dönüşüyor. Bugün gazetelerde okuduğumuz bazı vahşet haberlerinde fail çocukların “izledikleri dizilerden etkilendiklerini” söylemesi tesadüf değil.

Oysa televizyon, topluma değer katan, sadakati, vefayı, erdemi, birlik ve beraberliği hatırlatan yapımlar için büyük bir fırsat. Ama yapımcılar ısrarla aynı kirli senaryoları sahneliyor, reklam verenler de buna destek oluyor.

Artık bir düzenleme şart. Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi zararlı içerikler için kurallar konmalı. İngiltere’de saat 21.00’den önce yalnızca ailece izlenebilecek içeriklerin yayınlanmasına izin veriliyor. Finlandiya’da çocuklara medya okuryazarlığı küçük yaşta öğretiliyor. Biz de benzer adımlar atabiliriz.

Hedef sansür değil; toplumu, aile yapısını ve özellikle çocukları korumak olmalı. Sağlıklı nesiller için reyting uğruna yozlaşmayı değil, kaliteli ve değerli yapımları teşvik etmeliyiz.

Bu yazı toplam 3955 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ömür Çelik Arşivi