İSVİÇRE'DE İKİ DÖNEMLİK MİLLETVEKİLLİĞİM

İsviçre'de milletvekillerinin, yani Ulusal Konsey ve Kanton Konseyi üyelerinin, birçok diğer ülkede görülen geniş ayrıcalıkları kullanmadığı oldukça dikkat çekicidir. Bu durum, ülkenin federal bir siyasi yapıya sahip olmasından ve halkın eğitim düzeyinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. İsviçre'de, halkın temsilcileri olarak görev yapan milletvekilleri, yalnızca yasaların uygulanmasında değil, aynı zamanda seçmenlerinin çıkarlarını korumada da önemli bir rol üstlenmektedirler. Milletvekilleri, yasaların adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesinden sorumlu tutulurken, aynı zamanda seçmenleriyle düzenli ve sürekli bir etkileşim içinde olma yükümlülüğüne de sahiptirler. Bu bağlamda, ayrıcalıklar yerine hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri ön planda tutulmaktadır. Dolayısıyla, milletvekillerinin halkla doğrudan iletişim kurmaları ve onların görüşlerini dikkate alarak örnek kişiler olarak hareket etmeleri gerekmektedir. İsviçre'nin siyasi sistemi, seçilmiş temsilciler ile vatandaşlar arasında güçlü ve doğrudan bir bağ kurarak, demokrasinin ve siyasi kültürün güçlenmesine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bu yaklaşım, halkın devlet yönetiminde aktif bir rol oynamasını teşvik ederken, aynı zamanda şeffaf ve sorumlu bir yönetişim anlayışını da desteklemektedir. Sonuç olarak, bu yapı, İsviçre'nin demokratik değerlerini ve toplumsal dayanışmasını güçlendiren önemli bir unsurdur.

VİP AYRICALIĞINI HİÇ KULLANMADIM:Sekiz yıllık milletvekilliğim boyunca, hiçbir zaman VIP ayrıcalıklarından yararlanmayı kabul etmedim. Bu süreçte, halkın temsilcisi olarak görev yaparken her zaman alçakgönüllülüğün ve eşitliğin önemine inandım. VIP hizmetlerin sağladığı konfor ve ayrıcalıklar yerine, seçmenlerimle daha yakın bir ilişki kurmayı ve onların taleplerine doğrudan yanıt vermeyi tercih ettim. Bu yaklaşım, sadece kişisel bir tercih değil, aynı zamanda halkın güvenini kazanmanın ve onlara saygı duymanın bir yolu olarak da değerlendiriyorum. Milletvekilliği görevimi yerine getirirken, her zaman halkın yanında olmak ve onların sesini duyurmak için çaba gösterdim. Bu deneyim, bana toplumun ihtiyaçlarını daha iyi anlama fırsatı sundu ve bu sayede daha etkili bir temsilci olabildim.

HEDİYE KABUL ETMEDİM:İki dönemlik milletvekilliği sürecim boyunca, hediye kabul etmemeyi prensip edinmiş bir yaklaşım sergiledim. Bu kararım, halkın temsilcisi olarak görev yaparken tarafsızlığımı ve bağımsızlığımı korumanın önemli bir yolu olarak değerlendiriyorum. Hediye kabul etmemek, aynı zamanda etik bir duruş sergilemek ve çıkar çatışmalarından kaçınmak adına da önemli bir adımdır.

KORUMA İSTEMEDİM VE MAKAM ARACINA BİNMEDİM:İki dönemlik milletvekilliğim boyunca koruma hizmeti almamayı ve makam aracı kullanmamayı tercih ettim. Bu kararım, halkın temsilcisi olarak alçakgönüllülüğe ve sade bir yaşam tarzına duyduğum inancın bir yansımasıdır. Koruma ve makam araçları, birçok siyasetçi için yaygın uygulamalar olsa da, ben bu tür ayrıcalıklara ihtiyaç duymadım ve bunu bir sembol olarak görmektense, halkla daha yakın bir ilişki kurma fırsatı olarak değerlendirdim. Kendi aracımla ulaşım sağlamak ve topluma daha yakın olmak, bana seçmenlerimle olan etkileşimimi güçlendirme imkanı sundu.

TİCARETE GİRMEDİM:Sekiz sene önce milletvekilliğim süresince ticarete girmeyeceğime dair kendime bir söz verdim ve bu kararı son derece ciddiye aldım. Bu kendime verdiğim taahhüt, kamu görevimi sürdürürken kul hakkından çekinmek, çıkar çatışmalarından kaçınmak ve halkın güvenini kazanmak adına önemli bir adım olarak değerlendiriyorum. Siyasetçi olarak, toplumun çıkarlarını öncelikli hedefim olarak belirledim ve bu nedenle ticaret gibi bireysel kazanç sağlayabilecek alanlara yönelmemek için kendime söz verdim. Bu karar, aynı zamanda kamu hizmetinin etik standartlarına bağlı kalmanın ve şeffaflık ilkesini gözetmenin bir göstergesidir.

TORPİL İSTEMEDİM:İki dönemlik milletvekilliğim süresince hiçbir şekilde torpil talebinde bulunmadım. Bu kararı alırken, kamu görevimin etik değerlerine ve adalet anlayışına olan bağlılığımı her zaman ön planda tuttum. Torpil, haksız bir avantaj sağlamak anlamına gelir ve bu tür uygulamalar, toplumda güven ve adalet duygusunu zedeler. Bu nedenle, her zaman dürüstlük ve şeffaflık ilkesine sadık kalmayı tercih ettim. Görevim boyunca, halkımın ihtiyaçlarını ve taleplerini dikkate alarak, adil bir temsilci olma çabası içinde oldum. Torpil talebinde bulunmamak, sadece benim kişisel bir tercihim değil, aynı zamanda temsil ettiğim topluma karşı olan sorumluluğumun bir yansımasıdır. Bu yaklaşım, kamu hizmetine olan inancımı pekiştirdi ve seçmenlerimle olan ilişkimi güçlendirdi.

MECLİS TOPLANTILARINA KATILIM:İki dönemlik milletvekilliğim sürecinde, sadece dört gün Meclis toplantısına katılamadım ve bu durumun sebebi de sağlık sorunlarıydı. Bu süre boyunca, görevimden uzak kalmayı istemememe rağmen, sağlığımın öncelikli olması gerektiğini biliyordum. Her zaman halkın temsilcisi olarak sorumluluklarımı yerine getirmeye özen gösterdim; ancak bazen beklenmedik durumlar kaçınılmaz olabiliyor. Meclis toplantılarına katılmak, yasaların görüşülmesi ve halkın çıkarlarının savunulması açısından son derece önemli bir görevdir.

Bu yazı toplam 101 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Taş Arşivi