Batı’nın diplomalı ama ‘özgür’ köleleri!

Son zamanlara medyada “Şu kadar akademisyen Türkiye’yi terk ederek Batı ülkelerine göç etti” diye haberler okuyoruz. “Türkiye yine bir doktorunu kaybetti” başlıklarıyla vatanımızın artık yaşanmaz bir ülke olduğu algısını oluşturmaya çalışıyorlar.

Öyle inanıyorum ki fırsat bulsa birçok yüksek okul mezunu, ülkemizi terk etmeye meyillidir. Fakat çok özendikleri Batı ülkeleri herkesi kabul etmiyor. Doktora ihtiyacı olduğu için onlara imtiyaz sağlıyor! Üstelik mühendis diye geçinenlerimizi hiç beğenmiyor ve yeterli bulmuyorlar.

Bu arada “Almanya işçi alacak” haberleri en çok ilgi gören haberler arasında yer alıyor. Bizimkilerin can atarak gelmek istedikleri Batılı ülkelerde biz yıllardır yaşıyoruz. Ülkesinin sağladığı bütün imkânları kullanıp sonra ilk fırsatta kaçma yollarını arayan akademisyenlerden zaten bu millete fayda gelmez. Akademisyen olan kişi kendisinin yetişmesinde emeği olanlara karşı vefalı olmalıdır. Değilse istediği yere gitsin zaten, ondan fayda gelmez. Onlar için halka hizmet diye bir zihniyet yoktur.

Almanya’dan her yıl 130 bin üniversite mezunu kariyer yapmak ve adam yerine konmak için ülkesini terk ediyor. Bunu kaç kişi biliyor? Bizim akademisyen, ülkesini terk eden Alman veya başka millet mensuplarının boşalttığı yelere dolgu malzemesi oluyor. Şunu da hemen belirtelim; Türkiye’den gelenlerin tercih sırası 12. sıralarda bulunuyor. Yani bulunmaz Hint kumaşı değiliz. Önce Ukraynalı ve Baltık ülkelerinin mavi gözlü, sarışınları tercih ediliyor. Sonra AB ülke vatandaşları, Güney Amerika, Asya, sonra da Türkiye geliyor.  Ayrıca çok büyük uzman olduğunuz ya da iyi bir eğitim aldığınız için tercih edilmiyorsunuz. Acil servisteki vakalara bakacak ve uzun mesai yapacaklar seçiliyor. Hele bir gelin can atarak geldiğiniz ülkede ilk önce “Sen yabancısın. Yabancılar dairesine giderek şu işlemleri hallet” sözünü duyacaksınız.  Yabancılar dairesinin önünde iltica talebinde bulunan vasıfsız bir çok kişiyle sıraya girecek ve içeride ortaokul veya lise mezunu bir memura durumunu anlatarak işlerini halletmeye çalışacaksınız. İşlerin hallolması, memurun insafına kalıyor. “Ben doktorum, mühendisim” gibi havalar memurun karşısında yemiyor. Prosedür ne ise o. “Ama ülkenin bize ihtiyacı var. Biz vasıflı kaliteli kişileriz bu muamele bize olmamalı” demeye başlarsınız. Sonra ev bulamazsınız, kiraların bedelini beğenmediğiniz TL ile çarpar hesap yapmaya başlarsınız. Hele lisan öğrenmek başlı başına bir mecburiyet. Tabipler odası “şu seviyede lisan belgesi lazım” şartını koşar. Bildiğiniz İngilizcenin hiç önemi yok. Diplomanızın denkliği istenir, derken sitem ederek kaçtığınız ülkeyi çok ararsınız. Diyelim ki işleriniz yoluna gitti ve sahanızla alakalı bir işe girdiniz.  Çok mu özgür ya da eski tabirle hür olacaksınız. Birlikte çalıştığınız meslektaşlarınız sizin adeta kaçarcasına geldiğiniz ülkeye severek tatil yapmaya gidecekler. Peki siz ne yapacaksınız?

Ne kazandığınıza bir bakın. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük var, diye hayal ettiğiniz bu ülkelerde önce yerli ve tabancı diye sınıflara ayrılacak, farklı muamele göreceksiniz. Bitmedi en ağır işler size kalacak. Maaşınızdan vergi kesilecek, lakin seçimlerde oy kullanamayacaksınız. Anlayacağınız siz yok hükmündesiniz. Bence de siz hiç bir zaman var olmadınız. Kendi ülkesini, kültürünü benimsememiş bir kişi var olsa ne yazar. Siz ancak başka kültürlerin kölesi olursunuz.

Kaçarak gibi terk ettiğiniz ülkemizi çok arayacaksınız. Siz kaçtınız bu millete borcunuzu ödemediniz.

Diğer taraftan bu vatan bize kalsın diye sınırlarda şehit düşen vatan evlatları var. Siz okuyasınız, milletimize hizmet edesiniz diye toprağa düşen bu canların hakkını nasıl ödeyeceksiniz?

 

Gittiğiniz hangi ülke olursa olsun hiç bir zaman mutlu olamayacaksınız. Asla ve asla saygın bir kişilik kazanamayacaksınız.

Atalarımız sizin gibi sözde aydınları “İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörü olur” demişler. Acaba bu tarif sizi anlatmaya yetiyor mu? Menfaati bitenin nankörlüğü başlar veya menfaati bitenin nankörlüğüne hazır ol.

Nankörler her şeye fiyat biçer, fakat hiçbir şeyin asıl değerini bilmez. Sizin vatanınızın kıymetini bilmediğiniz gibi.

Gelin gelin, Batı ülkelerinin mektepli kölelere ihtiyacı var.

Bu yazı toplam 3842 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Ömür Çelik Arşivi