İsviçre’de uyuşturucu kullanımı ve kaçakçılığı gün geçtikçe artıyor. Neredeyse her gün Basel, Zürih ve Cenevre havalimanlarında yeni bir uyuşturucu vakasıyla karşılaşılıyor. Ne yazık ki bu alandaki artış artık bir patlama boyutuna ulaşmış durumda.

Daha da üzücü olan ise Cenevre siyaset çevresinden bazı kişilerin bu kirli işlere karıştığına dair iddiaların gündeme gelmesi. Bu, hepimizi derinden yaralayan ve düşündüren bir gelişmedir.

Benim en büyük endişem ise gurbetçilerimizin de bu tür işlere bulaşma ihtimalidir. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve gelecek kaygısı ne yazık ki insanları kolay para kazanma yollarına yöneltebiliyor. Oysa gurbetçilerimiz buraya, çalışarak hayatlarını daha iyi bir seviyeye taşımak, ailelerine daha güzel bir gelecek sunmak amacıyla geldiler. Böyle bir amaçla yola çıkmışken, yanlış bir tercih sonucu hayatlarını karartmaları son derece acı bir durumdur.

Gurbetçilerimizin bir diğer önemli görevi de çocuklarını bu illetten korumaktır. Çocuklarını baskılamadan, ama dikkatli bir şekilde takip etmeleri gerekir. En önemlisi ise çocuklarının arkadaş çevresini iyi tanımalarıdır. Atalarımız boşuna dememiş: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”

Çocuğunuz ister kız olsun ister erkek, artık fark etmiyor. Onları ne lüks harcamalara alıştırın ne de yoklukla büyütün. En doğru yol, yeterli ama kontrollü bir harçlık vermektir.

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir: Eğer bir genç bu kötü alışkanlığa bulaşmışsa, ailesinden korkmadan yardım isteyebilmelidir. Bu durumdaki gençlerin sayısı azımsanacak gibi değil. Aileler ise bu durumda çocuklarına bağırıp çağırmak yerine, sakin ve anlayışlı bir tutum sergilemelidir. Unutmayalım, sevgi ve sabırla yaklaşarak çocuklarımızı bu bataktan kurtarabiliriz.

Hiçbir anne baba evladının böyle bir yola sapmasını istemez. Bu zorlu süreçten geçen tüm ailelere ve gençlere Allah’tan sabır ve yardım diliyorum.