PROJENIN ADI:“BURADA TÜRKÇE KONUŞUYOR” İSVİÇRE’DE TÜRKÇE ÖĞRENMEK NEDEN ÖNEMLİ ?

Değerli Okuyucular, değerli veliler ve sevgili öğrenciler,

İsviçre’de görev yapan Türkçe ve Türk Kültürü Dersi öğretmenlerinden biri olarak sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Türkçe ve Türk kültürü bugün dünyanın oldukça büyük bir coğrafyasında yaşatılıyor.Kabaca bir hesap yaparsak,Avrupa’da yaşayan 5 milyonu aşkın Türk vatandaşı,yine Balkanlarda yerleşik, Balkan Türkleri dediğimiz akrabalarımız,tarihsel süreç içerisinde yüzyıllardır dillerini korumaya ve yaşatmaya devam ediyorlar.

Anadolu üzerinden Kafkaslara geçtiğimizde,Türkiye Türkçesine çok yakın olan,başta Azerbaycan Türkçesi olmak üzere diğer Türk Cumhuriyetleri’nde Türkçenin farklı lehçeleri konuşuluyor.

Bu bakımdan güzel dilimizin dünyada hiç de azımsanmayacak bir etki alanının olduğunu söylemek mümkün.

Bu noktada ‘‘Neden Türkçe öğrenmeliyim?” sorusuna verilebilecek cevaplardan biri de bu olsa gerek.

Tabi güzel Türkçemizi öğrenirken inceliklerini de bilmek,konuşur- ken de anlaşılır bir şekilde,kelimeleri doğru kullanarak ve akıcı bir şekilde konuşmak da önemli.

Hangi dil olursa olsun,o dilin inceliklerini bilen ve güzel konuşan insanlar her zaman başkalarını etkilemiştir.Böyle bir konuşmacıyı dinlemek ayrı bir keyif verir insana.

Sizlere karşılaştığım bir durumu anlatmak isterim;

Oturduğum bölgede bir Türk marketi bulunuyor.Başka yerlerde bulamadığımız birçok ürünü buradan aldığımız için buraya sık sık gidiyorum ve çalışanları tanıyorum.

Geçtiğimiz aylarda genç bir bayan kasiyer olarak işe başladı.İlk dikkatimi çeken şey,konuştuğu Türkçe oldu.Çünkü çok akıcı ve takılmadan konşuyordu.

Birkaç hafta sonra merak edip sordum;

‘‘Siz Türkiye’den mi geldiniz? ” diye.

Verdiği cevap beni oldukça şaşırttı.Kendisi İsviçre’de doğup büyümüş.

Almancanın,doğal olarak bu kadar baskın olduğu bir eğitim sisteminde Türkçeyi nasıl bu kadar iyi öğrenebildiğini sordum.

Verdiği cevap bana göre bu yazının amacını ve özünü anlatıyor.

Kendisi Türk okuluna 8 yıl devam etmiş ve çok Türkçe kitap okumuş.

Sadece bu örnek bile Türkiye dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve onların çocuklarının anadillerini ve kültürlerini korumak ve yaşatmak konusunda Türk okullarının önemli bir işlevi olduğunu, anavatanla yurtdışındaki insanımız arasında bir gönül köprüsü kurduğunu gösteren güzel bir örnek.

İsviçre’de bulunduğum 4 yıllık süre içinde tanıştığım, konuştuğum pek çok vatandaşımızdan iyi bir Türkçeye sahip olanların birçoğunun eğitim hayatlarında Türk okullarına devam etmiş olduklarına şahit oldum.

Bir de konuya başka bir açıdan bakıp kendimize şu soruyu soralım;

‘‘Türkçeyi iyi öğrendik ve güzel konuşuyoruz.Peki okul hayatımız bitip,İsviçre’de iş ve çalışma ortamında bunun bize nasıl bir katkısı olabilir? ”

Bu soruyu da başka bir örnekle yanıtlamak isterim;

Türk okullarında çok çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.Biz de kalabalık bir öğrenci grubumuzun olduğu bir okulumuzda veli katılım etkinliği düzenledik.Buna göre,belirli zamanlarda bir velimiz dersin bir bölümünde kendi işini tanıtıyor,nasıl bir eğitim aldığını,yaptığı işin olumlu ve olumsuz yanlarını anlatıyordu.

Büyük sınıflarda okuyan öğrencilerimiz için oldukça yararlı olan bu tanıtımlardan birini anlatacağım;

O günkü sunumu yapan velimiz,makine ve makine parçaları üreten İsviçreli bir firmada çalıştığını,ürettikleri ürünleri başka ülkelere sattıklarını söyledi. Zaman içinde Türkiye’den de müşterilerinin olduğunu ve şirkette başka Türkçe bilen olmadığı için kendisinin satış bölümüne geçtiğini,bu sayede konumunun yükseldiğini ve işini sevdiğini anlattı.

Çok iyi hazırlanmış bu sunumdan sonra öğrencilerimin Türkçe öğrenimine ve Türk okuluna bakışlarının değiştiğini hissettim.

Bugün İsviçre’de 120.000’den fazla Türk uyruklu göçmen vatandaşımızın yaşadığını düşünürsek,ileride birçok iş alanında çalışacak olan gençlerimiz Türkçe bilmeleri sayesinde çalıştıkları iş yerlerinde hizmet kalitesini artıracaklardır.

Değerli okuyucular,

Türkiye’den oldukça farklı kültürü,kuralları, eğitim ve yönetim sistemi olan bir ülkede yaşıyoruz.

Çocuklarımızın,özellikle de gençlerimizin İsviçre toplumuna tam entegre olmuş,Almancayı çok iyi bilen ve konuşan bireyler olarak yetişmelerini sağlamalıyız.

Ancak bunu yaparken,bizim kültürümüzü,tarihimizi ve güzel Türkçemizi iyi özümsemiş bireyler olmalarına gayret etmeliyiz.İşte bu noktada Türk okulları üzerine düşeni yapmaya hazırdır.

Çocuklarımızın böylelikle her iki kültürde var olan önemli değerleri alarak,kendi ayakları üzerinde duran,ne istediğini bilen,hedefleri olan birer ‘dünya vatandaşı’ olabileceklerine inanıyorum.

Hazırlayan: Ertan ÖRÜCÜ

İsviçre Zürih Kantonu Türkçe ve Türk Kültürü Dersleri Öğretmeni

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ertan ÖRÜCÜ Arşivi