Av. Abdullah Karakök / Hukuk Köşesi

Av. Abdullah Karakök / Hukuk Köşesi

Delil Tespiti (Geçici Hukuk Koruması)

Ev yaptıranlar veya evi restore edenler müteahhitlerle büyük sorun yaşayabilmektedirler. Bu ayki yazımızda müteahhit hatalı veya eksik iş yapıp, fakat hatasını kabul etmezse, ev sahibi ne yapabilir sorusuna değineceğiz. Veyahut ev sahibi aşırı titiz olup, beklediği iş ve netice yapılan sözleşmenin çerçevesini aşarsa, müteahhit kendisini nasıl koruyabilir sorunu cevaplayacağız.

Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da şahit ifadelerinin alınması gibi kanıtların toplanması mahkemeden talep edebilir. Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın olma şartı aranmaktadır.

Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi durumunda delillerin kaybolacağı (binanın yıkılması, şahitlerin ölmesi vs.) yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır. Görülmekte olan bir davanın durumunu tahmin edilebilmesi de hukuki yarar olarak kabul edilmektedir. 

Geçici hukuk koruma davalarının avantajlarından biri mahkemenin nötr, yani tarafsız bir bilirkişiyi görevlendirip, yapılan işin hatasını, kalitesini vs. incelettirmektir. Bu şartlar altında elde edilen ekspertiz mahkemede geçerli delil olarak kabul edilmektedir. Geçici hukuki koruma davası açılmadan taraflardan birisinin kendinin yaptırdığı bir bilirkişi raporu ise mahkeme tarafından tarafsız delil olarak kabul edilmemektedir. Dolayısıyla görülmekte olan davanın riskleri konusunda yeterince bir şey ifade etmemektedir. Kısacası mahkeme tarafından görevlendirilmemiş bir bilirkişinin raporu mahkeme tarafından görevlendirilmiş tarafsız bir bilirkişinin raporu ile aynı değer taşımamaktadır. Neticede delil tespiti (vorsorgliche Beweisführung) sınırlı masraflarla henüz açılmamış davanın gidişatı bir nebze önceden belirlenebilir ve elde edilen bilirkişi raporuna göre tarafların uzlaşması içinde imkân sağlayabilir.
Alternatif olarak, taraflar kendi aralarında beraberce bir bilirkişi raporu alıp (Schiedsgutachten), neticeye bağlı olmak istediklerine dair bir sözleşme yapabilirler. Bu durumda, mahkeme böylece alınan rapora bağlı olmaktadır. Dolayısıyla, böyle durumlarda raporun bir taraf için olumsuz olması, delil tespit davası açmasında (yeni ve tarafsız bir ekspertiz yapılması için) hukuki yarar olmadığından dava açmasına engel olmaktadır.

Bu yazı toplam 6675 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Abdullah Karakök / Hukuk Köşesi Arşivi