Bir "Porno" eksikti

Başlığı görüp 'Bu ne şimdi ' diyerek hayrete düşenleriniz olabilir. Geçtiğimiz günlerde İsviçre Gazetesi'nde bir haberi görünce benim de gözüme çarptığında ''Yok daha neler'' dediğim gibi.
Sanal ortamda da daha sonra bu konu üzerine tartışmaları takip ettim. İsviçre'li ve farklı milletlerden pek çok aile de bu öneriye tepkili.  Aynı günlerde bahsettiğim haberi okuyup görüşlerini mail adresime yazarak paylaşan ve telefonla arayan Türk aileler oldu. Aileler ''Okullarda kızlarımızın yüzme dersi, spordan sonra duş alma konusu, futbola giden çocuklarımızın erkek-kız topluca duş almaları ayrı ayrı bir sorun. Okul ile kamplara gidiyorlar bu da sorun. Bunlarla uğraşırken kalkmışlar okulda çocuklara cinsel eğitim dersinde porno seyrettilerimi tartışıyorlar'' şeklinde ailelere ''Bir porno eksikti'' dedirten ve tepkisini çeken haber ''Lise öğrencilerine cinsel eğitimde porno seyrettirilsin'' şeklinde bir öneriydi. Basel'de JUSO adlı Genç Sosyalistlerin ortaya attığı öneri değişik siyasi kesimler tarafından da tartışıldı ve eleştirildi.   Öğrencileri sağlıklı bir ergenlik dönemine hazırlamak için cinsel eğitim ders müfredatına pornonun da eklenmesini isteyen bunu çok normal olduğunu savunan genç sosyalistlerin Başkanı Fabian Molina
, ''Teneffüs sahasında ilkokul çocukları arasında akıllı telefonlarla bir tık ötede olan bu tür görüntüleri zaten seyrediyorlar'' şeklinde haklılığını savunuyor.  Bir çok siyasi parti vekili ve okul temsilcileri bu fikrin temel olarak olumlu olabileceği, ancak inancından dolayı evinde cinsellik konuşulmayan böyle bir durumda inancıyla alay edildiği aşağılandığını düşünen ailelerin çocuklarının olabileceği belirtildi. Muhafazakar siyasi parti vekilleri cinsellik ailelerin sorunudur ve eğitimi evde verilir diyerek karşı çıktı.
Genel çerçevede her aile çocuğuna iyi bir eğitim almak ve en üst seviyeye kadar okutmak ister. Ailelerin büyüok çoğunluğu ilk kuşağa göre daha bilinçli. Yıllar önce kredi çekip memlekette yat kat alan ailelerin çocukları, kendi çocuklarının eğitimi için büyük paralar harcamaya başladı.  Yaşadığımız ülkelerde ahlaki ve kültürel değerlerine değer  veren çocuklar yetiştirmek için ailelerin büyük bölümü özen gösteriyor.  Çocuk eğitimi öncelikle anne babanın sorumluluğunda olup, bu eğitimden bir yönüyle 'bütün toplum' sorumlu. Toplum ama hangi toplumda ülkede yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Bazı konular çocukları koruma amaçlı sakınıp evde ağıza bile alınmazken, yaşadığımız toplumda okulda bunun video görüntüleriyle derste gösterilmesi tartışılıyor. Modern dünyanın en büyük problemlerinden biri kuşkusuz ahlaki sorunların hızla artarak yaygınlaşması. Devletin polis gücü ile engellemeye çalıştığı bu problemler ahlak ve adalet algısı zarar görmüş bir toplumda ne yazıkki yeterince işe yaramıyor.

Her yönüyle iyi yetiştirilmiş bir çocuk, güvenli bir gelecektir. Kendi çocuklarımız kadar etrafımızdaki çocuklardan da sorumluyuz. 'Başkasından bize ne' dediğiniz kötü huylu yetişen bir çocuk gün gelecek belki sizin çocuğunuz ile aynı sınıfta, belki aynı mahallede belki aynı kulüpte oyun arkadaşı olacak.  Her ne kadar ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de Avrupa'nın ve yaşadığımız İsviçre genelindeki hakim olan anlayışta, bize göre daha esnek ve rahat bırakan, müdaheleci olmayan aileler, çocukların özgür, kendine güvenli, hayatı bilen bireyler olarak yetişmesi adına hiç müdahalede bulunmamayı tercih ediyorlar. Tabi bu onlara hiç karışmadıkları anlamına gelmiyor. Saldım çayıra mevlam kayıra anlayışının yaygın olduğu bu toplumlarda, bizim çocuklarımızın iki farklı dünya ve kültür arasında kendi benliklerini koruyabilmeleri  için hem ailelere hem çocuklarına büyük sorumluluk düşüyor. Cinsellik dahil bir çok konuda aileleri tarafından daha rahat yetiştirilen çocuklarımızın sporda, okulda her alanda arkadaşlık yaptığı çocuklardan nasıl uzak tutacaksınız veya kendi çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız? Eve geldiğinde farklı, evden çıktığı an farklı iki dünyada yaşayan çocukların iki kültür arasında bocamalaması ve yasaklarla boğulmamaları için aile ve çocuklar arasında çok sağlıklı bir sevgi bağı şart. Bunun ötesinde ailelerinin her zaman takip edemeyeceği çocukların doğru ve yanlışları ayırabilmeleri için sağlam imana sahip olmaları kaçınılmaz. Bu konular aileleri en çok meşgul eden konular.  Aileleri kızdıran bu öneriyi duyduğumda, önümüzdeki senelerde bu ülkenin ana dilini hem sözlü hem yazılı mükemmel konuşup yazabilecek yeni kuşak çocuklarımızı birinci kuşağa göre bambaşka sorunlar beklediği aşıkar. Etrafımızda nelerin olup bittiğini gözümüzden kaçırmamalıyız. Çocuklara bir çok konuda bilgilendirmek bilinçlendirmek şart. Hem aileleri hem stk ve dernekleri gelecek yıllarda önemli görevler bekliyor.

Bu yazı toplam 5821 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemil Baysal Arşivi