ZÜRİH – Federal Meclis yaz tatilinde, Federal Konsey üyeleri de yıllık izinlerinde. Peki şu anda İsviçre’yi kim yönetiyor? Teoride halk. Ancak satirist Michael Elsener, İsviçre’nin doğrudan demokrasi sisteminde aslında yalnızca küçük bir azınlığın ülke adına karar verdiğine dikkat çekiyor.

9 Milyonda 1,3 Milyon Kişi Karar Veriyor

İsviçre’de yaklaşık 9 milyon kişi yaşıyor. Bunların bir kısmı 18 yaşın altında, bir kısmının ise İsviçre pasaportu yok. Böylece yaklaşık 5,6 milyon seçmen kalıyor. Ancak katılım oranı ortalama %45 seviyesinde.
Bu durumda sandığa gidenlerin sayısı 2,6 milyon, “evet” oylarının çoğunluğu ise yaklaşık 1,3 milyon kişi ile sınırlı. Yani ülke nüfusunun sadece %14’ü, İsviçre’de tüm vatandaşlar adına karar almış oluyor.

Elsener bu durumu şu sözlerle eleştiriyor:

“Biz buna demokrasi diyoruz ama aslında bu ‘bir yedilik’ demokrasi. Federal Konsey’de bir kişinin tüm kararı verdiğini hayal edin. İşte bizde olan tam olarak bu.”

Tatilde Olan Sadece Federal Konsey Değil

Elsener, Federal Konsey üyelerinin tatilde olduğunu mizahi bir dille şöyle yorumluyor:

“Belki de Bundesrat üyeleri halk plajında Excel tabloları üzerinde bütçe kesintileri hesaplıyor. Parmelin dondurma almak istiyor ama Karin Keller-Sutter bütçe nedeniyle sadece su dondurmasına izin veriyor!”

Ancak asıl sorun tatilde olanın yalnızca Federal Konsey değil, seçmenlerin de büyük kısmı olması. Elsener, “Ülkenin çoğunluğu, demokrasiye yıl boyunca adeta tatil veriyor” diyor.

Demokrasiye Katılımı Artırmak İçin Ne Gerekiyor?

Uzmanlara göre İsviçre’nin doğrudan demokrasisi siyasi bilinci artırsa da düşük katılım, sistemin en zayıf noktalarından biri. Elsener ise esprili bir şekilde şu öneriyi getiriyor:

“Belki de insanlar ancak şok edici bir şeyle sandığa döner. Mesela halk plajında Parmelin’i Borat tarzı mayo ile görseler, panikle oy kullanmaya koşabilirler!”

İsviçre’de halkın çoğunluğunun sandığa dönmesi şimdilik uzak bir ihtimal gibi görünse de, tartışma demokrasinin geleceği açısından önemini koruyor.