Almanya Merkel sonrası dönemi belirlemek için sandık başına gidiyor

Almanya Merkel sonrası dönemi belirlemek için sandık başına gidiyor

Almanya'da halk, 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlerde 20. Dönem Federal Meclis'i belirlemek için sandık başına gidecek.

Ülkede 60,4 milyon seçmenin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını gölgesinde oy kullanacağı seçimler için 16 eyalette 85 bin sandık kuruldu.

,8 milyon gencin ilk kez oy kullanacağı ülkede yaklaşık 650 bin seçim görevlisi çalışacak.

47 partinin yarıştığı seçime katılan 6 bin 211 aday arasında, çeşitli partilerden 100'den fazla Türk kökenli bulunuyor.

299 seçim bölgesinin bulunduğu Almanya'da seçmenler, yeni meclisin 598 üyesini belirlemek için iki oy kullanacak. Seçmenler ilk oylarını kendi bölgelerindeki milletvekili adayına, ikinci oylarını ise seçtikleri partiye veriyor. Alman seçim sisteminde partinin aldığı oylara göre fazladan milletvekili çıkarmak mümkün olacak.

Seçimlerde yaklaşık 900 bini Türk olmak üzere 7,5 milyon göçmen kökenli, siyasi tercihlerini sandığa yansıtacak.

Ülkeyi 16 yıldır yöneten Başbakan Angela Merkel’in yeniden aday olmayacağı seçimlerde; Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri 60 yaşındaki CDU Genel Başkanı Armin Laschet’i, Sosyal Demokrat Parti (SPD) 63 yaşındaki Maliye Bakanı Olaf Scholz’u ve Yeşiller 40 yaşındaki partinin Eş Başkanı Annalena Baerbock’u başbakan adayı gösterdi.

Mektupla oy kullananların sayısı arttı

Seçmenlerin mektupla oy kullanma imkanı da bulunuyor. Bu yıl özellikle Kovid-19 salgınından dolayı çok sayıda seçmenin mektupla oy kullanmayı tercih edeceği belirtiliyor.

Almanya’da mektupla oy kullanma uygulaması 1957 yılında başladı. O dönem seçmenlerin yüzde 5’i mektupla oy kullanırken bu oran 2017 seçimlerinde yüzde 29’a çıktı. 26 Eylül’de yapılacak mektupla oy kullanımının yüzde 40 civarında olması bekleniyor.

Almanya’da seçim kurulu yetkilileri bu yıl mektupla oy kullananların sayısının salgın nedeniyle yüzde 40 oranında olmasını beklediklerini belirtiyor.

Ülkede son haftalarda yapılan anketlerde SPD önde görünmesine rağmen seçimin SPD ile CDU/CSU partileri arasında başa baş geçeceği öngörülüyor.

2017’de yapılan seçimlerde CDU/CSU yüzde 32,9, SPD yüzde 20,5, AfD yüzde 12,6, FDP yüzde 10,7, Sol Parti yüzde 9,2, Yeşiller yüzde 8,9 alarak mecliste temsil edilmişti.

Anketlere göre bu seçimde Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Olaf Scholz’un adayı olduğu SPD yüzde 25 oy oranıyla birinci sırada görülürken CDU Genel Başkanı Armin Laschet’in aday olduğu CDU/CSU’nun oy oranı yüzde 23 bandında yer alıyor.

Bu seçimlerde Annelena Baerbock ile ilk kez başbakan adayı gösteren Yeşillerin oy oranı da yüzde 15-17 olarak anketlere yansıyor.

Seçimlerde ne kadar oy alacağı kamuoyunda merak edilen aşırı sağcı ve ırkçı görüşleriyle bilinen AfD ise yüzde 11-12 oy oranıyla dördüncü parti konumunda görünüyor.

Yüzde 5’lik seçim barajını geçmesi beklenen Hür Demokrat Partinin (FDP) oy oranı yüzde 11-12 olarak verilirken Sol Partinin de yüzde 6-7 oy alacağı tahmin ediliyor.

Koalisyon seçenekleri

Seçimlerden sonra oluşması beklenen tabloya göre, koalisyon görüşmeleri çetin geçecek ve iki Afrika ülkesi Jamaika ve Kenya’nın isimleri kamuoyunda sıkça duyulacak.

CDU/CSU kesinlikle AfD ve Sol Parti ile koalisyona girmeyeceğini duyururken SPD’nin, içinde aşırı sol grupları barındıran ve NATO’ya karşı çıkan Sol Parti ile kesin olarak bir koalisyon oluşturmayacağını söylememesi dikkatİ çekiyor.

CDU/CSU’nun dışında mecliste temsil edilmesi beklenen partilerin tümü AfD ile hükümet kurmayacağını açıkladı.

Anket sonuçlarındaki partilerin alacağı oy oranına göre, koalisyon ihtimallerine bakıldığında 6 seçenekten 5’i üç partinin kurabileceği bir koalisyon hükümetine işaret ediyor.

Muhtemel hükümet seçeneklerinden olan CDU/CSU, Yeşiller ve FDP koalisyonu, partilerin renklerinin (siyah-yeşil-sarı) Jamaika bayrağını çağrıştırmasından dolayı "Jamaika koalisyonu" olarak adlandırılıyor.

Bir diğer seçenek ise SPD, CDU/CSU ve Yeşillerden oluşan koalisyon. Bu da partilerin renkleri (kırmızı-siyah-yeşil) Kenya bayrağını andırdığı için "Kenya koalisyonu" olarak nitelendiriliyor.

Seçimlerden sonra partilerin hükümeti oluşturabileceği bir diğer ihtimal ise SPD, FDP ve Yeşillerin kurabileceği "trafik lambası koalisyonu" olacak.

“Almanya koalisyonu” ise CDU/CSU, SPD ve FDP’den oluşacak bir hükümete işaret ederken ülkede büyük tartışmalara sebep olan SPD, Sol Parti ve Yeşiller arasında (kırmızı-kırmızı-yeşil koalisyonu) bir ittifak oluşmasının ihtimali düşük olmasına rağmen mümkün görülüyor.

İki partili bir koalisyon oluşması için tek seçenek CDU/CSU ve SPD’den oluşan "büyük koalisyon" olabilir.

Bu seçeneklerden hangisi sonuçta iktidara geleceği yapılacak koalisyon görüşmelerden sonra belli olacak. 2017’de yapılan genel seçimden sonra koalisyon görüşmeleri yaklaşık 6 ay sürmüştü.

Öte yandan 2017’de yüzde 12,4 oranında oy alan aşırı sağcı AfD partisinin bu seçimde ne kadar oy alacağı merakla bekleniyor.

Anketlerde yüzde 11-12 oy oranında gösterilen AfD’nin özellikle ülkenin doğu eyaletlerinde güçlü çıkacağı öngörülüyor.

26 Eylül’de genel seçimlerin yanı sıra Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern’de eyalet meclisi seçimleri de düzenlenecek.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 1098 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.