Haber: Zafer Atamer

BERN – İsviçre ile Amerika Birleşik Devletleri arasında aylardır süren ticari gerginlik, yeni bir gümrük vergisi anlaşmasıyla sona erdi. İş dünyası kararı memnuniyetle karşılarken, bazı çevreler anlaşmayı “İsviçre’nin boyun eğdirilmesi” olarak nitelendirdi.

İsviçre ile ABD arasında 200 günü aşkın süredir devam eden müzakereler, sayısız telefon görüşmesi, diplomatik temas ve iş dünyasından gelen binlerce “iş kaybı uyarısı” sonrası geçtiğimiz hafta sonuçlandı. Ekonomi Bakanı Guy Parmelin, Washington yönetimine daha önce planlanan %39 gümrük vergisi yerine %15’lik yeni bir tarife için niyet mektubu sundu.

İş Dünyasında Rahatlama, Siyasette Eleştiri

Yeni gümrük tarifesi özellikle ihracata dayalı İsviçre iş dünyasında büyük memnuniyet yarattı. Merkez sağ partiler Parmelin’in müzakere sürecini başarı olarak değerlendirirken, sol kanat hükümeti “maliyetli tavizler nedeniyle teslim almakla” suçladı.

Sol partilere göre düşük tarife karşılığında verilen ödünler kamuoyuna net şekilde açıklanmadı ve anlaşma “şeffaflıktan uzak” ilerledi.

Tartışmalı Temas: Altın Rolex ve Külçe Altın

Kasım ayı başında beş İsviçreli girişimcinin Beyaz Saray’a altın Rolex saat ve bir külçe altın götürmesi, müzakere sürecinin tıkanmasının ardından görüşmelere yeniden hız kazandırdı. Bu ziyaret kamuoyunda tartışma yaratırken, Bern yönetimi söz konusu hediyelerin müzakerelerde etkisi olup olmadığına dair yorum yapmadı.

Cevapsız Sorular: Baskı, Yatırım ve Gelecek

Anlaşmanın ardından Trump yönetiminin İsviçre’ye hangi alanlarda baskı yaptığı, “200 milyar dolarlık yatırım vaadi”nin nasıl gerçekleşeceği ve uzun vadede bu anlaşmanın ekonomiye etkileri konusunda yetkililer yorum yapmaktan kaçınıyor.

Ekonomi çevrelerine göre anlaşmanın kısa vadede rahatlatıcı, uzun vadede ise belirsizlik içeren bir etkisi var. İş dünyası tarifeden memnun olsa da verilen tavizlerin kapsamı kamuoyunda soru işaretleri yaratmaya devam ediyor.