İngiltere 'Brexit' için tarih verdi
İngiltere Başbakanı May, AB ile resmi Brexit müzakerelerinin en geç Mart ayı sonunda başlayacağını duyurdu. May’in ayrılık kararı sonrası yanıt bulması gereken sorular ise AB müzakereleri ile sınırlı değil.
İngiltere’de Muhafazakarlar Birmingham’daki parti konferansında bir araya geldi. İngiltere Başbakanı Theresa May, ülkesinin Avrupa Birliği'nden resmen ayrılık (Brexit) sürecini başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50'nci maddesinin gelecek yıl Mart ayı sonuna kadar devreye sokulacağını açıkladı. Peki Brexit sonrası karşılaşabilecek diğer problemler neler?
İSKOÇYA: İskoçların çoğu Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmasına "hayır” demişti, buna rağmen gelen ayrılık kararı ülkede "bağımsızlık” seslerinin yeniden yükselmesine yol açtı. Düşük petrol fiyatları ve yapılan son anketlerin sonuçları yakın tarihte ikinci bir referandum yapılmasının çok da olası olmadığına işaret etse de Birleşik Krallık'ta ayrılık rüzgarları henüz bertaraf edilebilmiş değil. Brüksel'le ilişkiler keskin bir biçimde kopma noktasına gelirse İskoçya'da da atmosfer hızla değişebilir.
TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK: Başbakan May, Britanya'da giderek derinleşen toplumsal eşitsizlik uçurumunun Brexit’e giden yolda rol oynayan önemli faktörlerden biri olduğunun bilincindeydi. Bu nedenle de ''toplumsal adalet'' kavramını sıkça kullanmaktan çekinmedi. Tabii rakibi İşçi Partisi’nin bölünmüşlüğü de May'in bu kavramı tek başına benimsemiş görünmesini kolaylaştırdı. Ne var ki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in yeniden seçilmesi May'in işini zorlaştırabilir.
BREXIT TARAFTARLARI: ‘Brexit Bakanı' David Davis ve Uluslararası Ticari İlişkilerden Sorumlu Bakan Liam Fox ile birlikte başbakan May'in kabinesinde AB ile müzakerelerde ödün verilmemesi için baskı yapan iki hararetli Brexit taraftarı bulunuyor. Başbakan da Brexit’in kesin ayrılık anlamına geldiğini defalarca vurgulamış olsa da pratikte henüz bu çerçeveyi doldurmaktan çekinmesi May'in Brexit yanlılarının gözündeki güvenilirliğini sarsabilir.
BANKALAR: Birleşik Krallık Başbakanı, ekim ayı ortasında BM Genel Kurul görüşmelerine katılmak için New York'a gitti. May bu ziyaretinde fırsatı değerlendirerek ABD'deki büyük bankaları Avrupa'daki merkezlerini Londra'da tutmaları için ikna etmeye çabaladı. Başarılı olup olmadığı ise henüz muamma. Bankaların yanı sıra Japon otomotiv devi Nissan gibi büyük firmalar da Britanya'nın Avrupa pazarına koşulsuz erişim hakkını kaybetmesi durumunda merkezlerini başka Avrupa şehirlerine taşımayı düşünenlerden.
GÖÇ: Brexit referandumunun başlıca konusu olan göç hala Britanyalıların en büyük korkularından birini oluşturuyor. Her ne kadar May, selefi David Cameron gibi somut rakamlar vermekten kaçınsa da Brexit anlaşmasının Birleşik Krallık'a göçü kontrol altına alacak şekilde gerçekleşeceğinin teminatını verdi. May'in bu söyleminin Brexit taraftarlarını tatmin edip etmediği ise belirsiz. Öte yandan AB'nin önde gelen siyasi isimlerinden de ortak pazarın serbest dolaşım özgürlüğü olmaksızın gerçekleşmeyeceğinin sinyalleri geldi.
©Deutsche Welle Türkçe
Bu haber toplam 1672 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.