BERN – İsviçre Federal Meclisi, Credit Suisse’in (CS) çöküşüyle ilgili Parlamenter Araştırma Komisyonu (PUK) tarafından hazırlanan nihai raporu görüşmeye başladı. İlk olarak Eyaletler Meclisi’nde (Ständerat) ele alınan rapor, bankanın çöküşünden üst yönetimi sorumlu tutarken, denetleyici kurumların da daha etkin olabileceğini vurguluyor. 

PUK’un Bulguları:
• Sorumluluk: PUK, Credit Suisse’in yönetim kurulu ve üst yönetiminin yıllarca süren kötü yönetimi ve çeşitli skandalların, bankanın itibarını zedeleyerek piyasada güven kaybına yol açtığını belirtti. Ayrıca, bankanın finansal denetim otoritesi FINMA’ya karşı dirençli bir tutum sergilediği ifade edildi.
• Denetleyici Kurumların Rolü: FINMA’nın Credit Suisse’e yönelik denetimlerinde daha kararlı olması gerektiği vurgulandı. Özellikle, 2017 yılında uygulanan “düzenleyici filtre” ile bankaya sermaye gerekliliklerinde sağlanan kolaylıkların, bankanın sermaye yeterliliğini olduğundan yüksek göstermesine neden olduğu belirtildi. 
• Bilgilendirme Eksiklikleri: Eski Maliye Bakanı Ueli Maurer’in, Credit Suisse’in durumu hakkında Federal Konsey’i ve halefi Karin Keller-Sutter’i yeterince bilgilendirmediği eleştirildi. Aynı şekilde, Keller-Sutter’in de Federal Konsey’e karşı şeffaflık eksikliği yaşadığı ifade edildi. 

Önerilen Reformlar:

PUK, mevcut “too-big-to-fail” yasalarının uluslararası bağlantıları daha iyi dikkate alacak şekilde revize edilmesini önerdi. Ayrıca, FINMA’ya hatalı bankalar veya bireyler hakkında para cezası verme yetkisi tanınması ve büyük bankaların sermaye gereksinimlerinin artırılması gerektiği belirtildi. 

Bankacılık Sektörünün Tepkisi:

İsviçre Bankacılar Birliği, Credit Suisse’in kendi hataları nedeniyle battığını ve bu durumun geniş kapsamlı düzenleyici değişiklikler için kullanılmasının orantısız olacağını savundu. Mevcut sermaye gereksinimlerinin yeterli olduğunu ve FINMA’nın hem denetleme hem de ceza verme yetkisine sahip olmasının hukuki sorunlar yaratabileceğini belirtti.

Sonuç:

PUK raporu, Credit Suisse’in çöküşünde üst yönetimin rolünü vurgularken, denetleyici kurumların daha etkin olması gerektiğine dikkat çekiyor. Önerilen reformlar, gelecekte benzer krizlerin önlenmesi için finansal düzenlemelerin güçlendirilmesini amaçlıyor.