Cemil Baysal
BERN- İsviçre'nin de dahil olduğu ve ülkede yaşayan göçmenlerin ikamet belgeleriyle AB ülkeleri dahilinde vizesiz seyahat ettikleri Schengen uygulaması, ülkeler arasındaki kontrollerin kalkması nedeniyle uygulamaya girdiği günden bu yana tartışılıyor.

Ülkelerde oluşan terör, soygun ve kriminal suç olaylarından sonra alevlenen tartışmalar dönem dönem durulsa da, Schengen uygulaması İsviçre'ye elini kolunu sallayarak sınır kapılarından geçtikleri iddia edilen soyguncular, terorist ve kriminal suçlulardan dolayı muhafazakar partilerin sıkca eleştirisine maruz kalıyor. İsviçre'nin sınır kapılarına yakın yerleşim alanlarında Schengen uygulamasının başlamasından sonra soygun ve kriminal suç olayları bazir artış gösterdi. Sınır kantonları uzun süredir Schengen uygulamasının kalkması ve tekrar eskisi gibi sınırlarda güvenlik kontrolünün başlamasını talep ediyor. Son dönemlerde Suriye'li ve Afrika'lıların başını çektiği Avrupa'ya göçmen akını Avrupa'da vizesiz dolaşımı ve Schengen'i tehlikeye soktu. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, "Avrupa içinde serbest dolaşımı sağlayan Schengen tehlikede olabilir" dedi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR) rakamlarına göre dünya İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana kaydedilen en yüksek göçmen akınıyla karşı karşıya. Dünyada bir yılda 60 milyon insan, başta savaş ve ekonomik nedenlerle göçe zorlanmış durumda. Üstelik bu rakam, geçen yıldan bugüne 10 milyon artış göstermiş durumda. Bölgemizde ise Afganistan ve Irak'taki karışıklıklara Suriye'deki savaş da eklenince milyonlarca kişi önce komşu ülkelere ardından da daha iyi bir yaşam ya da sadece hayatta kalmak umuduyla Batı ülkelerine yöneldi.

YÜK AB'NİN GÜNEY ÜLKELERİNİN ÜZERİNE
Bu göç dalgasının oluşturduğu insanlık dramları sadece onları göçe zorlayan nedenlerle sınırlı değil. Her gün Akdeniz'i aşmaya çalışırken yaşamını yitiren insanların göç hikayeleri dünyanın gündeminde. Avrupa'da ise bu göçmen akınıyla yüz yüze kalanlar ise, başta Birliğin güneydeki ülkeleri. Suriyeli mülteciler ise son dönemde Türkiye'nin Ege kıyıları üzerinden Yunanistan'ın Kos Adasına akın ediyor. Buradan Makedonya'ya geçen ve Batı Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan ve sayıları on binleri bulan göçmenler, İtalya, Fransa, İsviçre ve Almanya'da uzunca bir süredir endişe kaynağı. Fransa ve İtalya'nın göçmenlere kapıları kapaması sonrası, göçmenler trenlerle İsviçre sınır kapılarına yığılıyor.

YUNANİSTAN VE İTALYA'YA BASKI
Avrupa Birliği'nin mültecilerle ilgili politikasının belirlendiği Dublin Anlaşmasına göre, sığınmacıların iltica başvurularını Avrupa'da ayak bastıkları ülkede yapmaları öngörülüyor. Bu da İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkeleri göçmenlerle ilgili izledikleri politikalar nedeniyle birliğin büyük ülkeleri Almanya ve Fransa'nın baskısına maruz bırakıyor. Avrupa Birliği Zirveleri'nde ele alınan bu konu, Avrupa Komisyonu'nda da ele alınmış ve İtalya ve Yunanistan'daki sığınmacıların başka ülkelere yerleştirilmesi talebi görüşülmüş ancak Orta ve Doğu Avrupa ülkelerince kabul edilmemişti.

SERBEST DOLAŞIM TEHDİDİ
Bu süreçte göç akınları karşısında daha yumuşak politikalar izlemekle suçlanan güney ülkelerine yönelik Almanya'da da serbest dolaşım tehdidi birkaç kez gündeme gelmişti. Sınırlarına dayanmadan bu göçmen akınının önünü kesmenin yollarını arayan Alman hükümeti daha önce de yaptığı bir açıklamayı yineledi ve Avrupa'da serbest dolaşımın tehlikede olabileceği tehdidini öne sürdü. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Schengen anlaşmasına destek verdiğini ancak son tablo karşısında Schengen'e katılımın askıya alınmasının ihtimal dışı olmadığını söyledi. Alman Bakan, "Bütün Avrupa Birliği ülkeleri sorumluluklarının bilincinde olmalı" dedi.