Maske takan Türk kökenli siyasetci istemiyoruz

İsviçre'de her dört yıla bir yapılan Ulusal Meclis ve Kantonlar Meclisi seçimleri gerçekleşti. 200 sandalyeli Ulusal Meclis ve 46 kişilik Kantonlar Meclisin yeniden belirlenmesi için halk sandıklara gitti.

Seçimlerde aday olmak için başvuranların sayısı 4651 oldu. Bu oran 2015 seçimlerine oranla yüzde 17 daha fazlaydı. Katılım oranları oldukca düşüktü. Çıkan sonuçlardan sonra seçimde en büyük sıçramayı yapan Yeşiller ve Liberal Yeşiller oldu. Çok sayıda kadının seçildiği Ulusal Meclis sonuçlarından sonra, Parlamento'daki kadın vekil sayısı 7'e ye yükseldi.

Bu seçimlerde Türk kökenli adaylar da yarıştı. İsviçre'deki Türkler arasında en büyük tepkiyi Basel'de Suriye'nin Kuzeyinde yapılan herakatı gerekce göstererek yapılan miting gösterilerinde, Türk bayrağının yakılması oldu. Daha da vahim olanı burada İsviçre Sosyal Demokrap Partisi başkan yardımcısı ve Basel Ulusal Meclis Üyesi'nin göstericilerle dayanışma konuşması yapması oldu. Bu seçimlerle beraber, İsviçre'deki Türk Toplumu bazı siyasi partilerin kendilerini yıllarca ''biz azınlıkların partisiyiz'' kisvesi altında nasıl kandırdığını ve terör örgütlerinin su kuyusuna su taşıyıcılık yaptığını gördü.

Bayrak yakma olayının faturasını sandıklarda oy vermeyerek gösterdi. Bundan sonraki seçimlerde de bu siyasi partilere asla bir tek oy vermeyeceklerdir. Gerek yerel seçimlerde gerekse ulusal seçimlerde ''sizin göçmenlik sorunlarınızı, ırkcılık sorunlarınızı çözmek için adayım'' deyip seçildikten sonra tek misyonunun Tükriye aleyhine karalama kampanyası yürütmek olan bu isimlerin maskesi düştü. İsviçre'deki Türklerin oy vereceği partiler bellidir. Bu noktada sol radikal aşırı gruplarla el ele vererek konsolosluklara, Türkiye Cumhuriyeti temsilcilklerine saldıranların, sokaktaki vandalların, Federal Parlamento Binası altında Türkiye'yi sövdürenlerin, bayrak yakılırken konuşma yapan siyasi partilerin ne yaptığı değil, bizim buna nasıl demokratik tepkiler verdiğimiz önemli. Türk Toplumu Türkiye dışındaki tek bir ülkenin iç siyasetine yönelik açıklama yapmayan, ABD Suriye'ye üs kurup 15 bin km öteden binlerce TIR dolusu silah sevkiyatını yaparken ''Bu silahlar nereye gidiyor? İşgalcisiniz...Bu silahlarla hangi masum insanları öldüreceksiniz?'' diyemeyen, ancak mesele terör örgtülerinin sözcülüğü olunca her fırsatta Türkiye aleyhine resmi sayfasından Türkiye'ye yönelik kınamalar yapan ''Türkiye ile ekomomik ilişkileri durduruun'' çağrısı yapan siyasi partilere prim vermemeli. Adı Türk olan siyasetteki temsilcilerin maske takarak siyaset yapmalarına asla izin vermemeli. Gerek seçmenler gerek STK'lar bu maskeli Türk kökenli siyaasetcilere hakettikleri demokratik tepkiyi vermeyi ihmal etmemeli.

Basel'den gelen güzel haberler

İsviçre'de halkın vergileriyle siyaset yapıp, yılın 365 günün 300 gününü Türkiye aleyhine çalışmaya kendisini adayan siyasetcilerin bilhassa bundan böyle Basel'de oy almaları zor. Basel'den gelen Türk bayrağının yakılma haberini ve orada konuşma yapan siyasi partiyi ve başkanını da bir kenara not olarak yazdık. Bu arada Basel'deki Türk Toplumu elbette uyumuyor. Sokaklarda yapılan onca provokasyona cevap vermedi.Bu düzgün duruşlarını önümüzdeki günlerde siyasi alanda çok güzel atılımlar yaparak taçlandıracaklar. Artık kendi siyasi partilerini kurma zamanı geldi geçiyor bile. Gerekli adımlar atıldı ve hazırlıklar tamamlandı. Artık sadece duyurusunu yapacaklar. Bunun da zamanı ve günü geldiğinde bizler bu sayfalardan duyuracağız.

Bu yazı toplam 5936 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemil Baysal Arşivi