Erdoğan Fobia nasıl düzelir?

İsviçre- Alman, Avusturya gazetelerini günlük takip edenler, belli hainlerin sponsorluğunda bir haberi aynı başlıkla servis ettiğini her olayı Erdoğan ile ilintilendirdiğini görüyor.
Medyada bilinçli yürütülen Türkiye aleyhindeki kampanyalar, bundan sonraki dönemde daha da artacak. 15 Temmuz sonrası Avrupa üleklerinde sokaklara dökülenleri ''Erdoğan taraftarları sokakta'' başlığı atanlar, ülkemizdeki darbeyi törör olaylarını görmezlikten gelip, teröre karşı yürütülen operasyonlar doğrultusunda tutuklamaları ve benzer girişimleri yine ''Erdoğan'ın Polisi, Erdoğan'ın askeri Erdoğan'ın yargısı'' şeklinde habere yansıtıyor, her parti görüşlü vatansever Türk halkını ''Erdoğan'ın taraftarları Avrupa'da tehdit oluşturuyor, Türkiye'deki siyaseti gerginliği buraya taşıyor'' diye İsviçre basınına demeç veren suçlayan Almanya'da Cem Özdemir ve Sevim Dağdelen'ler, İsviçre'de özellikle Basel'deki Türkiye kökenli siyasetciler, daha geçtiğimiz günlerde ellerinde Türkiye'de tutuklu siyasetcilerin fotoğrafları dövizleriyle kendi meclis salonlarında Türkiye'deki gündemi Avrupa ülkelerine taşıyarak ikiyüzlü tutumlarını gözler önüne serdiler.

Sen önce kendine bak Avusturya
24 yıl boyunca öz kızına tecavüz eden Joseph Fritzl'inin ülkesi Avustuya Viyana Havalimanı utanmadan Türkiye'ye cinsel istirmacı diye reklam panosunda yayınlamıştı. Viyana havalimanı Türkiye saldırılarını artık standart hale dönüştürdü. En son ''Türkiye'ye tatile giden Erdoğan'a destek vermiş olur'' yazısını reklam tabelasında yayınlıyordu. Almanya'da seçim afişlerinde Erdoğan adıyla kampanya yürütüyor. Erdoğan'ın kurumları kuruluşları diye devam eden suçlamalar ülkenin gidişatının sebebi Erdoğan...Özellikle 15 Temmuz sonrası Türkiye'den firar edip kaçıp gelenlerin profesyonel destekleri ve sponsorluklarıyla bu saldırıların algı operasyonun artacağını hep söyledim ve aynen öyle de devam ediyor. Bunun turizm başta Avrupa ülkelerinde yaşayan halkımıza olumsuz yansımaması düşünülemez. Dahada öteye gidersek, yakın zamanda ev aramalarda, meslek yeri ve iş başvurularında artık Türkiye uyrukluların CV'sinde ''Edoğancı mısın'' sorusu karşılarına gelecek. Dış basının Türkiye'ye karşı bu ön yargısı bugün başlamadı, dün de başlamadı. Yani darbeden önce de bu vardı. Bunu kişisel olarak bir 'Erdoğan fobia' olarak altını çizebiliriz. Cumhurbaşkanı'mıza duyulan bir fobi var ve dış basın bunu her ortamda, atmosferde kullanmak istiyor. Bu kapsamda Türkiye'deki tek bir terör saldırısını kınamayan terör seviciler, isviçre medyasına bizi de ''Erdoğancı'' diye servis etmekten utanmıyorlar.  Batı medyasının iki yüzlü davranışının sebebini, Türkiye'ye karşı duydukları öfkeden ve Erdoğan fobiadan oluştuğunu düşünüyorum. Peki biz bu aleyteki haberlere, İsviçre TV'lerine gazetelerine çıkıp Türkiye'yi karalayan resmen söven Türkiye kökenli siyasetcilere öfkelenip ''Bunlar yalancı bunlar hain'' deyip deyip yerimizde oturacak mıyız? ''Elbette hayır''

Kadir Uğur:''200 milyon dolara bu iş düzelir''

Yılların deneyimli turizmcisi Kadir Uğur'un her kelimesinin altına imza atacağım basın toplantısında ''Bu kirli algı 200 milyon dolara düzelir'' dedi. Aynen altına imzamı koyarım. Bu iş artık çıkan haberlere tekzip göndermekle Telefon açıp yalanlamakla normal protestoyla düzelecek safhayı çoktan geçti. En son Antalya'da dış basının yürüttüğü kirli algı operasyonuyla turizmdeki muhteşem tesislerimize turizmimize verdiği olumsuzluğu bizzat görüştüğüm yetkilierle de gördüm. Aynı şekilde Türkiye''de Batı'ya artan öfkeyi. Bu işin çözümü var. Bunu uzun örneklerle buraya yazamam. Bu işi yaparken ülkenin Türk Toplumu çatı kuruluşları üzerinden öyle bir güzel bağlarsın ki, bak aynı basın Türkiye aleyhine Türkiye'yive Türkleri karalayan haber yaparken iki kere düşünüyor mu düşünmüyor mu?
Yazacağım o kadar konu varken, yer sıkıntısı nedeniyle bazı konuları sonraki aylara bırakıyorum. Geçen ayki yazımdaki ''İsviçre basınında çıkan haberlere elinden gelen hiç bir şey yoksa bahane üretmek bir şey yapmamak yerine 'Yuhh'' yaz sözümü bile tersinden anlamak isteyenlere, son haftalarda tek işi İsviçre Parlementosu'nda İsviçre hükümetine Türkiye'deki tutuklular ve Türkiye'deki durumla ilgili soru önergeleri sunan Sosyal Demorkat Partisi SP vekilleri hakkında yazılacak verilecek çok cevap var. ''Yuhh'' tepkisinin çocukca bulanların İsviçre medyasına verdikleri tepkileri ve SP Partisi'nin Türkiye aleyhindeki açıklama ve çalışmalarını titizlikle takip ediyorum. Zamanı ve yeri gelince bunlara geniş değineceğim.
Acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bırakırken, sevginin ve barışın hüküm sürdüğü, refah seviyesinin arttığı, bütün vatandaşların evlerinde huzurlu bir yaşam sürdüğü, geleceğe ışık saçan bir Türkiye görmeyi umut ediyor, Yeni yılın milletimize ve tüm insanlığa barış, kardeşlik getirmesini diliyorum.

Yeni Büyükelçimize ve eşine hoşgeldin..


Yeni Büyükelçimiz Sayın İlhan Saygılı ve kıymetli eşi Bengü Hun Saygılı hanım, daha geldikleri ilk günlerden itibaren yaptıkları ziyaretler ve çalışmalalarla, bugüne kadar alışık olduğumuz Bürokrat görüntüsüyle ilgili tüm ezberleri bozacaklarını gösteriyorlar.
Kendilerine gönülden "hoşgeldin" diyor başarılar diliyorum..

Bu yazı toplam 3947 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Cemil Baysal Arşivi