Tatil bitti sendrom başladı

Tatil bitti sendrom başladı

Cemil Baysal ZÜRİH-Yaz ayını iple çeken binlerce vatandaş okulların kapanmasıyla birlikte Temmuz ve Ağustos aylarında soluğu anavatanda aldı. Kimi yakınlarıyla hasret giderdi, kimi birikmiş işlerini halletti. Kimi soluğu tatil belderinde alarak enerji depoladı. Tatil dönüşü kime sorsanız bir isteksizlik keyifsizlik hakim. Vatandaşların elinde olsa, geldiği gibi tekrar geri dönecek. Huzur ve eğlence dolu bir yazın ardından bu koşturmacaya kısa zamanda uyum sağlayabilmeniz için uzman psikologlar danışmaların tavsiyeleri var. Uzun kış ayları boyunca planlarını yaptığınız, hevesle beklediğiniz tatilinizin nasıl geçtiğini anlamadan tatiliniz bitti ve evinize döndünüz. Ne işe gitmek istiyor canınız, ne de evde kalmak! Evinizi özlemiş olsanız bile bir türlü günlük yaşama konsantre olamıyorsunuz. Aklınız hala tatilde, eğlencede. Üstelik sadece siz değil, bütün ev halkında böyle bir ruh hali olabilir. Çocuklarınız da okulun başlaması konusunda pek de istekli olmayabilir! İşte ailece yaşadığınız bu durumun adı: Tatil Sonrası Sendromu. Bunun birçok ailede yaşanan bir durum olduğunu belirten Eğitim ve Danışmanlık Psikologları, bu sendromla nasıl baş edebileceğinin yollarını şöyle anlatıyorlar. "HER ŞEY DAHİL SİSTEM" ADAPTASYONU ZORLAŞTIRIYOR Tatil köyleri ve her şey dahil sistemiyle sunulan tatil seçeneklerinin Tatil Sonrası Sendromu'nu artırdığını söylemek mümkün. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan, sadece deniz, kum, güneş ve bolca eğlence anlayışıyla yapılan bir tatil sonrası, eve dönüş kişide sersemletici bir etki yapıyor. En büyük işin, ne yiyeceğinizi seçmek olduğu ve tüm gün sadece suyun verdiği yorgunluğun yaşandığı muhteşem tatil günlerinin ardından eve gelip tekrar eski düzene dönmek, ev işlerine ve işe adapte olmak sanıldığı kadar kolay olmuyor, Hem yetişkinlerin hem de çocukların günlük hayata dönüşte epey sıkıntılar yaşadığı bir gerçek, Üstelik bu kadar konforlu geçen tatil çok çabuk bitiyor ve hem eve dönmenin hem de tatilin bitmiş olmasının verdiği sıkıntıyla baş başa kalınıyor. Özellikle çocukları tüm gün haşır neşir oldukları denizden alıp eve getirmek ve yaz sıcaklarını evde geçirmelerini beklemek işi daha da zorlaştırıyor. ÇOCUKLAR İÇİN Çocuklar tatil boyunca anne-babalarıyla tüm gün beraber olmanın verdiği huzuru ve eğlenceyi bırakmak istemeyebilir. Tatilin bitmesi belki de en çok onları huzursuz edecek ve aynı aktiviteyi, aynı beraberliği tatilden döndükten sonra da arayacaklardır. Onların eve kapanmalarını beklemek ve onların buna zorlamak büyük haksızlık olur. Çocuklar için mutlaka sosyal ortamlar yaratmak gerekir. Kısa dönemli yaz okulları ya da spor çalışmaları oldukça yararlıdır. Aynı şekilde sanatsal çalışmalar yapabilecekleri etkinlik merkezleri de çocukların yönlendirilecekleri yerler olabilir. Elbette yaz dönemini sadece boş zaman geçirmek olarak düşünmek de yanlış. Dolayısıyla çocukların belki bir yabancı dil kursuna yönlendirilmeleri de uygun olabilir. Bununla birlikte tatilden döner dönmez ders çalışmalarını İstemek, test çözmeleri için baskı yapmak ya da hemen bir öğretmen ve dershane çalışmasına başlatmak son derece yanlış olur, Biz yetişkinlerin bile sorunlar yaşadığı tatil dönüşlerinde çocukların da bu problemi yaşadığı göz önünde bulundurulmalıdır, YETİŞKİNLER İÇİN Tatilin ardından yaşanabilecek sıkıntıları aşmanın ya da en azından gündelik yaşama uyumu kolaylaştırmanın bazı yolları var. Bunları bilirsek bu dönemi biraz daha rahat atlatmak mümkün olabilir, Tatil dönüşünde hemen işe başlamayıp birkaç günü evde geçirmek en önemli detaydır, Böylece evde geçireceğiniz zaman işte geçirmeye başlayacağınız süreç öncesi bir geçiş dönemi olur. Gün içerisinde hafif yürüyüşlere çıkmak ve şehir içindeki havuz gibi küçük çaplı da olsa tatili anımsatan etkinliklere katılmakta fayda var. Küçük egzersizler yapmak gibi kendine dönük ve ortama uyum sağlamayı kolaylaştıracak aktiviteler de oldukça yararlıdır. Tatilden sonra eve döner dönmez günlük işlerin içine gömülmek, temizliğe girişmek tatil sırasında topladığınız tüm enerjinin uçup gitmesine yol açar. Bu nedenle yapılacak İşleri yavaş yavaş yapmak ve her gün ufak bir işle günü bitirmek normal hayata dönüşü kolaylaştırabilir. En azından bir hafta gibi bir sürede ev hayatının düzeni yeni baştan kurulmuş olur. Bir-iki günde tüm işi yapmak gibi bir telaşa girmek boş yere gerginlik yaratır ve bu kişiyi ciddi depresyon belirtileriyle yüz yüze bırakır, Her ne kadar tatil dinlenmek amacıyla verilen bir mola olsa da tatilin de kendi yorgunluğunu getirdiğini biliyoruz. Özellikle suyun insanı çok yorduğu bir gerçek! Yer ve hava değişiminin getirdiği yorgunluk da apayrı. Bu nedenle işe dönüşten önce bırakılacak bir-iki günlük süreç hem yolun ve tatilin verdiği yorgunluktan arınmak için hem de eve ve günlük işlere uyumu kolaylaştırmak için ihtiyaç duyulan bir süreç oluyor. Bu süreçte arkadaşlarla zaman geçirmek, alışverişe gitmek, yürüyüşe çıkmak gibi faaliyetler, tatil sonrası İle işe başlangıç arasındaki dengeyi sağlayacaktır. İŞ YAŞAMINA DÖNÜŞ Tatil sonrası iş hayatına uyum sağlamak biraz daha zor olabilir. Ancak bilinen bir şey var ki o da işini severek yapan, İş yerinde verimli bir performans sergileyen insanların tatil sonrası sendromu yaşamadıklarıdır. Hatta işine bağlı insanların uzayan tatil dönemlerinde işini ve evini özlediklerini dile getirmeleri rastlanan bir durumdur. Her şeyin ötesinde iş hayatı yoğun bir dikkat ve enerji gerektirdiğinden, tatil dönüşünün ertesi günü hemen işe başlanmaması gerektiğini ısrarla vurgulamak gerekiyor. "Tatil Sonrası Sendromu uzarsa depresyon ortaya çıkabilir" Tatil sonrası gündelik yaşama adaptasyonun uzaması halinde durumun fiziksel ve psikolojik bazı rahatsızlıklara yol açabileceğini unutmamak gerekiyor. Çocuklarda tipik uyum sorunlarını andıran baş ve karın ağrıları, zaman zaman bulantı ve kusma, küskün ve bıkkın ruh hali görülebiliyor. Aynı şey hemen hemen bir yetişkinde de görülebiliyor. Bu depresif ruh hali kısa sürede aşılamazsa gerçekten de depresyona kadar gidebilir. Uzayan tatil sonrası uyum sıkıntıları varsa, birkaç ay içinde de durum düzelmiyorsa bir uzman görüşüne başvurmak ve gerekirse terapi görmek son derece yararlı olur.

Bu haber toplam 2106 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.