ZÜRİH- Zürih’te görev yapan bir polis memuru ve dört meslektaşı, 2021 yılında bir kimlik kontrolü sırasında şiddet uyguladıkları iddiasıyla bugün Zürih Bölge Mahkemesi’nde yargılanıyor. Olayın kamuoyuna yansıması, polis güçlerinin müdahale yöntemleri ve görev suistimali iddialarını yeniden gündeme taşıdı.

Olayın Geçmişi
Ağustos 2021’de Zürih’in Wiedikon semtinde gerçekleşen olayda, iki polis memuru bir kişiyi kimlik kontrolü için durdurdu. İddianameye göre, polislerden biri, kimliğini göstermesini istediği kişiye karşı yüksek sesle konuştu. Bu duruma gülerek tepki veren kişi, polis memurunun öfkesini tetikledi. Memur, şahsı öne çekerek dizini mide bölgesine vurmak istedi ancak başarılı olamadı. Ardından diğer polis memuru da devreye girerek kişiye çelme taktı ve yere düşmesini sağladı. Bu müdahale sırasında şahsın çeşitli sıyrıklar ve diş yaralanmaları yaşadığı belirtildi.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde olay yerine gelen üç polis memuru daha, aynı kişiye yönelik bir arama gerçekleştirdi. İddianameye göre bu süreçte de aşırı güç kullanıldı. Bir polis memurunun, mağduru koltuk altı ile boyun arasında sıkıştırarak etkisiz hale getirdiği ve diğer memurların da bu müdahaleye katıldığı ifade edildi.

Savcılıktan Hapis ve Para Cezası Talebi
Savcılık, görev suistimali ve orantısız güç kullanımı nedeniyle polis memurlarının cezalandırılmasını talep ediyor. Bir polis memuru için 130 İsviçre Frangı, diğer dört polis memuru için ise 170’er İsviçre Frangı para cezası isteniyor. Ayrıca, her biri için 90 günlük ertelenmiş hapis cezası ve iki yıllık denetimli serbestlik süresi öngörülüyor.

Kamuoyu Yakından Takip Ediyor
Polis şiddeti iddialarının İsviçre’de nadir görülmesi ve genellikle bağımsız soruşturmalara tabi tutulması, davaya olan ilgiyi artırıyor. Duruşma, Zürih Bölge Mahkemesi’nde yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşirken, insan hakları savunucuları ve medya temsilcileri davayı yakından izliyor.

Mahkemenin vereceği karar, İsviçre’de güvenlik güçlerinin yetki sınırları ve hesap verebilirliği konusunda önemli bir emsal teşkil edebilir. Davanın seyri, polis reformları ve görev başındaki memurların etik sorumlulukları hakkında yeni tartışmalara da kapı aralayabilir.