İSTANBUL – Hürriyet yazarı Oya Armutçu’nun “Türklerin vize hukuku” başlıklı köşe yazısına göre, Avrupa’ya girişte uygulanan Schengen vizesi sistemi Türkiye vatandaşları için hem uzun süren sırlar hem de belirsiz ret kararlarıyla büyük mağduriyet oluşturuyor. Armutçu, 15 Temmuz’da yürürlüğe giren yeni vize sistemi üzerinden sisteme getirilmek istenen “kolaylıkların” aslında önemli kısıtlamalara da neden olabileceğini söylüyor.
AB’ye 15 yılda ödenen maliyet: 775 milyon Euro
Armutçu’nun yazısındaki bilgilere göre, Türk vatandaşları son 15 yıl içinde Schengen vizeleri için yaklaşık 775 milyon Euro harcadı. Bu bedel, vize randevularının uzunluğu, başvuru sürecindeki karmaşa ve yüksek ret oranlarıyla birleşince toplumsal tepkilere sebep oluyor.
Hukuki temel: Ankara Anlaşması ve Katma Protokol
Oya Armutçu’nun yorumunda, Türkiye’nin hak iddiası 1963 Ankara Anlaşması’na ve 1970 Katma Protokol’e dayanıyor. Katma Protokol’ün 36. maddesi, Türkiye’ye 1986 yılına kadar serbest dolaşım hakkı tanınmasını, 1973 tarihli 41. madde ise Türk vatandaşlarına sonradan kısıtlamalar getirilemeyeceğini hükmünü içeriyor. Armutçu’ya göre, uygulamada bu şartlar göz ardı edildi ve bu durum yeni sorunları doğurdu.
Schengen Tüzüğü’nün etkisi ve gri liste statüsü
2001’de yürürlüğe giren Schengen Tüzüğü, ülkeleri vizesiz giriş yapılabilen “beyaz liste” ve vize gerektiren “gri-siyah liste” olarak ayırdı. Oya Armutçu’nun yazısında belirtilene göre, Türkiye gri listede yer alarak üçüncü ülke statüsü aldı; bu da Türk vatandaşları için vize engelini resmîleştirdi ve uygulamada ciddi mağduriyetler meydana getirdi.
Çözüm önerileri: Hukuki mücadele ve diplomatik çaba
Armutçu, Türkiye’nin vize sorununun kalıcı çözümü için iki yol öneriyor: Birincisi, Ankara Anlaşması’nın şartlarının hukuki yollarla uygulanmasını sağlamak; ikincisi ise AB ile diplomatik temasları kuvvetlendirmek. Ayrıca öğrenci davaları örneğinde görüldüğü gibi, yurt dışı mahkemelerde kazanılan emsal kararların çoğalmasının süreci hızlandırabileceğini vurguluyor.