ZÜRİH – İsviçre’de dört yıl önce işlenen bir kadın cinayeti, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Türk vatandaşı bir erkek, eşini “erkekliğini aşağıladığı” gerekçesiyle evinin kapısında bıçaklayarak öldürmüştü. Olay, İsviçre’de femizid (kadın cinayeti) tartışmalarını yeniden alevlendirmiş ve uzun süre gündemden düşmemişti.
Cinayet kapı eşiğinde işlendi
Olay, Zürih’te meydana geldi. Adam, eşiyle yaşadığı tartışmanın ardından, “onurunun kırıldığını” iddia ederek onu kapı eşiğinde defalarca bıçakladı. Kadın, aldığı ağır yaralara rağmen kurtarılamadı. Mahkeme kayıtlarına geçen ifadelere göre, saldırgan ifadesinde, “O benim erkekliğimi aşağıladı” diyerek cinayeti gerekçelendirmeye çalıştı.
Uyarı işaretleri görmezden gelindi
Kadının çevresi, saldırıdan önce defalarca tehdit edildiğini ve şiddet gördüğünü dile getirmişti. Ancak buna rağmen yeterli koruma sağlanmadığı eleştirileri yapıldı. Olay, İsviçre’de kadın cinayetlerine karşı “önceden önlenebilir suçlar” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.
Federal Mahkeme son kararını verdi
Aradan geçen dört yılın ardından dosya Federal Mahkeme’ye taşındı. Yüksek Mahkeme, yerel mahkemelerin verdiği ağır cezayı onadı. Böylece sanığın cinayeti, “önceden uyarı işaretleri olan, planlı bir femizid” olarak nitelendirildi.
Kadın cinayetleri İsviçre’de de alarm veriyor
İsviçre’de her yıl ortalama 25 kadının partneri veya eski partneri tarafından öldürüldüğü, çok daha fazlasının ise ciddi şiddete maruz kaldığı biliniyor. Bu olay, hem İsviçre kamuoyunda hem de göçmen topluluklar arasında büyük bir tartışma yarattı.
Kadın örgütleri, devletin daha etkin önlemler alması gerektiğini belirterek, “Uyarı işaretleri görmezden gelindiği için bir kadın daha hayatını kaybetti” açıklamasını yaptı.