Ramazan Ayına Girerken

Zafer Terkesli

Değerli Okurlar,

Manevî güzelliklerle dolu, rahmet ve bereketi bol olan bir Ramazan Ayına daha yaklaşıyoruz. Her türlü feyiz, bereket ve mağfireti içinde barındıran bu ay, Kur’ân’ın inmeye başladığı aydır.Hz. Muhammed (sav) bu ayda peygamber olarak görevlendirilmiştir. İslam’ın temel ibadetinden biri olan oruç, bu aya özel olarak farz kılınmıştır. Bin aydan daha hayırlı olduğu Kur’ân’da ifâde edilen Kadir Gecesi bu ayın eşsiz gecelerinde gizlenmiştir. Sevgili Peygamberimiz bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyuruyor: “Mübarek Ramazan ayına kavuştunuz. Allah bu ayda sizlere oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapatılır ve şeytanlar zincirlere vurulur.” Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki; Ramazan ayında iyi işler yapıp kötülüklerden sakınan kimse için cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır. Mü’min, oruç sayesinde nefsine hâkim olup şeytana uymadığı için, şeytan eli kolu bağlanmış ve etkisiz hale gelmiş olur.

Değerli Okurlar,

Ramazan ayına mahsûs ibadetlerin en başında oruç gelir. Allah Bakara sûresinin 183. âyeti-in de şöyle buyurur. “Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Umulur ki, (oruç tutmak suretiyle kötülüklerden) korunursunuz.” Görülüyor ki, Ramazan ayında oruç tutmak Allah’ın kesin bir emridir. Bu sebeple Ramazan hangi mevsimde gelirse gelsin ister kış aylarında, ister bu yıllarda olduğu gibi uzun yaz günlerinde olsun, akıllı ve büluğ çağına eren yani çocukluktan kurtulmuş olan her Müslüman oruç tutmakla mükelleftir. İçinde yaşadığımız ülkede yaz mevsiminde gündüzlerin oldukça uzun, gecelerin ise kısa olması hasebiyle bu ibadetin ifâsında güçlükler gözükse de Allah bizlere sabır ve güç nasip edecektir. Oruç sadece hastalık ve yolculuk durumlarında kazaya bırakılabilir. Allah’ın mü’minlere bir ikrâm olarak sunduğu Ramazan orucunu geçerli bir sebep olmaksızın asla sonraya bırakmamalıyız.

Peygamberimiz bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Âdemoğlunun her ameli(nin karşılığı) kat kat verilir. Bir iyilik on mislinden yedi yüze kadar mükâfâtlandırılır. Yalnız oruç müstesnâdır. Onun mükâfâtını ben veririm. Zira yemesini içmesini ve nefsânî arzularını, sırf benim için terkediyor.” Yine başka bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: ”Oruçlu için iki sevinç anı vardır. Biri iftar ettiği, diğeri de Allah’a kavuştuğu vakittir. Ağzının kokusu da Allah katında misk kokusundan daha hoştur.”

Kıymetli Okurlar,

Bir sonraki Ramazan ayına ulaşıp ulaşamayacağımız belli değil.Madem öyle, gelin bu yıl Allah’ın bize bir kez daha nasip ettiği Ramazanımızı şanına göre değerlendirelim. Ramazan boyunca kendimize bir yol haritası çizerek rahmetten, feyiz ve bereketten en çok nasıl istifade edebiliriz diye bir gayretin içerisinde olalım. Birlerin yedi yüz olduğu, hatta sınırsız olduğu bu ayda, bizi günde beş kez huzuruna çağıran ilâhî çağrıya cevap verip camilerimize koşarak daha çok icabet etmeye çalışalım. Kadını, erkeği ve çocuğu ile ibadetlerimizi camilerimizde cemaat içinde yaparak bereket ve mağfiretten daha çok istifade edelim. Ramazan Kur’ân ayıdır, o halde biz de Kur’ân’la olan irtibatımızı daha güçlü tutalım. Elimizi uzattığımız her bir ni’metin bize Allah tarafından gönderildiğini tefekkür edelim ve şükredelim. Çocuklarımızı Ramazan neş’esini, iftarların sahûrların ve terâvîhlerin manevî havasını soluyarak büyütelim. Bunun için, bu mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip, camilerimize alıştıralım. Özellikle iftar ve sahûr vakitlerinde devletimiz, milletimiz ve tüm İslam dünyası için dualar edelim. Bir Ramazan ayına daha girerken herkese hayırlı, bereketli, feyizli bir Ramazan diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.