8 Ağustos Dünya Kediler Günü nedeniyle kaleme alınmıştır.
Nasıl başlayacağımı bilemiyorum… Çünkü canlı hayvanlara, özellikle kedi ve köpeklere yapılan işkenceleri ve ardından öldürülmelerini, insan olarak, vicdan sahibi biri olarak, asla kabul edemiyorum.
Savunmasız, korunmasız bu canlılara yapılan muameleye hem şaşırıyor hem de öfkeleniyorum. Son olarak duyduğum bir olay ise beni derinden yaraladı. Schaffhausen’de bir kedinin boğazı ve kuyruğu kesilmiş halde bulunması, kabul edilebilir hiçbir yanı olmayan, insanlık dışı bir olaydır.
Bana göre bu tür eylemler, çoğu zaman doğrudan hayvana değil, onun sahibine karşı yapılır. Kedinin sahibine gücü yetmeyen bir kişi, bu gücünü zavallı bir hayvandan çıkarmayı seçer. Savunmasız bir kediden ne istiyorsun? Bu davranış, sadece senin ne kadar aciz ve zavallı olduğunu gösterir.
Bu tür insanların, yetkililer tarafından yakından takip edilmesi gerekir. Çünkü bunlar hasta ruhlu, topluma zarar verme potansiyeli yüksek kişilerdir. Bir düşünün… Ailesindeki küçük çocukların sevgisini kazanmış bir kedinin yok olması, o çocuklarda nasıl bir travmaya yol açar? Ya anne? Bu olay karşısında adeta yıkılmıştır. Allah, o küçük çocuğa ve annesine sabır versin.
Kedi ve köpek sahipleri, bu canlıları evlerine aldıklarında onları birer aile üyesi olarak kabul etmelidir. Bu hayvanlar hiçbir zaman yalnızca “eğlence” olsun diye alınmamalıdır. Aksi hâlde hem kendilerine hem de çocuklarına büyük zarar verirler.