CENEVRE – İsviçre’de Federal Konsey’in Filistin Devleti’ni tanıyıp tanımaması gerektiği tartışmaları devam ediyor. Bu konuda Le Temps gazetesinde görüş yazısı kaleme alan Cenevre Yüksek Enstitüsü Uluslararası Hukuk Emeritus Profesörü Marcelo Kohen, İsviçre’nin kendi ilkelerine bağlı kalması halinde Filistin’i tanımasının kaçınılmaz olduğunu savundu.
“Kosova Tanındıysa, Filistin de Tanınmalı”
Kohen yazısında, İsviçre’nin geçmişte Kosova’nın bağımsızlığını tanıdığına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Federal Konsey, devletlerin tanınması konusundaki kendi ilkelerine sadık kalırsa, Filistin Devleti’ni tanımak zorundadır. Tarafsızlık, sadece sessizlik değil; aynı zamanda uluslararası hukuk çerçevesinde adım atmayı da gerektirir.”
Tanıma Kararının Siyasi Boyutu
Uluslararası hukuka göre bir devleti tanımanın zorunluluk olmadığını, ancak bazı durumlarda tanımama yükümlülüğünün doğduğunu hatırlatan Kohen, bunun örneklerini de sundu:
• 1932’de Japonya tarafından yapay şekilde kurulan “Mançukuo” devletinin tanınmaması,
• *“Somaliland Cumhuriyeti”*nin hiçbir ülke tarafından tanınmaması,
• “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin sadece Türkiye tarafından tanınması.
Bu örneklerin, zorla kurulan veya bir başka devletin toprak bütünlüğünü ihlal eden oluşumların tanınmaması gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
İsviçre’nin Kararı Bekleniyor
Bugüne kadar Federal Konsey, Filistin Devleti’nin tanınması konusunda bir karar almadı. Ancak Kohen, uluslararası toplumda 150’den fazla ülkenin Filistin’i tanıdığına dikkat çekerek, İsviçre’nin tarafsızlık ilkesini “eylemsizlik” ile karıştırmaması gerektiğini belirtti.