Hayat yolculuğunda en çok tartışılan kavramlardan biridir kader. Kimileri için değişmez bir yazgı, kimileri içinse insanın seçimleriyle şekillenen bir yolculuk… Ancak kaderi yalnızca çizilmiş bir harita olarak görmek eksik kalır. Çünkü her haritanın üzerinde, o haritayı çizen bir el vardır. İşte o el, Allah’ın kudreti ve takdiridir.

Günlük hayatımızda sık sık “kader” diyerek kabulleniriz. Bir başarısızlıkta, bir kayıpta, hatta bir mutlulukta bile… Fakat çoğu kez bunun arkasındaki hikmeti göremeyiz. Oysa “kaderin üstünde bir kader vardır” sözü, bize Allah’ın bizim göremediğimiz planlarını, rahmet ve hikmetle kurduğu düzeni hatırlatır.

Burada bir noktaya daha dikkat etmek gerekir. Halk arasında sıkça kullanılan “Kader diyemezsin, kendin ettin” sözü aslında önemli bir gerçeği dile getirir. Çünkü Allah insana akıl, irade ve seçim hakkı vermiştir. Kendi yanlış tercihlerimiz, ihmallerimiz ya da tembelliğimiz yüzünden başımıza gelenleri sadece kadere yüklemek doğru değildir. Yanlış ekilen bir tohumun yanlış ürün vermesi kader değil, insanın kendi tercihinin sonucudur. Bu yüzden kader anlayışı, bizi sorumluluktan uzaklaştıran bir mazeret değil; doğru seçimler için bize yön gösteren bir iman bilinci olmalıdır.

Bir kapı kapanır, üzülürüz. Oysa Allah, kullarını kapalı kapıların ardında yeni ve daha hayırlı kapılara yönlendirir. Bir hayalimiz gerçekleşmez, büyük umutlarla çıktığımız yol yarım kalır. Ama yıllar sonra dönüp baktığımızda, aslında o yolun kapanmasının bizi Allah’ın daha hayırlı olana yönelttiğini fark ederiz.

“Kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır” sözü aslında teslimiyetin özünü anlatır. Teslimiyet, hiçbir şey yapmadan beklemek değildir; aksine elinden geleni yaptıktan sonra sonucu Allah’a bırakmaktır. Zaten gerçek huzur da burada gizlidir: Biz biliriz ki Allah, kuluna zulmetmez; her şeyde bir hikmet, her olayda bir rahmet vardır.

Sonuçta kader, ne tamamen elimizdedir ne de tamamen elimiz dışında… Biz yürürüz, Allah yol verir. Biz plan yaparız, Allah en hayırlısını nasip eder. Ve bilmeliyiz ki, bizim göremediğimizin üstünde, bizim kavrayamadığımızın ötesinde Allah’ın kudretiyle kurulmuş ilahi bir düzen daima vardır.