BERN – İsviçre İslam Çatı Örgütü (FIDS) ve ona bağlı 16 dernek, son günlerde kamuoyunda yeniden alevlenen “başörtüsü yasağı” tartışmalarına ilişkin ortak bir pozisyon belgesi yayımladı. Açıklamada, bazı politikacıların ve medya organlarının “taraflı ve önyargılı” bir dil kullandığı belirtilerek, bu yaklaşımın Müslüman kadınların kamusal yaşama katılımını engellediği vurgulandı.
FIDS, yayımladığı bildiride şu ifadeleri kullandı:
“Kadınlar için eşitlikten bahsederken Müslüman kadınların kamusal hayata girişini kısıtlamak nasıl açıklanabilir? Devletin tarafsızlığı, dinin görünmez kılınması değil; tüm inançlara eşit muamele edilmesi anlamına gelir.”
“Başörtüsü yasağı entegrasyonu engeller”
Açıklamada, başörtüsü takan öğretmenlere yönelik kısıtlamaların, entegrasyonu teşvik etmek yerine toplumsal ayrışmayı derinleştirdiği belirtildi. FIDS’e göre, öğretmenlerin dini sembollerinden dolayı değil, pedagojik ve mesleki yeterlilikleri nedeniyle değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
“Kız öğrencilerin bir öğretmenin başörtüsünden baskı göreceği iddiası bilimsel temelden yoksundur. Tam tersine, çocuklar okul ortamında çeşitlilikle tanıştıklarında hoşgörü ve empatiyi öğrenirler.”
“Kadınların eşitliği kısıtlamayla değil, saygıyla sağlanır”
FIDS açıklamasında, kadınların eşitliğinin bir kıyafet üzerinden tanımlanamayacağına dikkat çekildi. “Gerçek eşitlik, özgür irade ve karşılıklı saygı temelinde mümkündür” denildi.
“Devletin tarafsızlığı görünmezlik değil, eşitliktir”
Örgüt, devletin dini simgeleri kamusal alandan uzaklaştırma çabasının tarafsızlıkla bağdaşmadığını savundu:
“Bugünün çocukları, öğretmenlerinin başörtüsü, kippa, haç ya da hiçbir dini sembol takmamasının önemli olmadığını öğrenmelidir. Önemli olan saygılı, nitelikli ve adil bir eğitimdir.”
Kız çocuklarına yönelik yasağa da sert tepki
FIDS, okul çağındaki kızların başörtüsü takmasına yönelik yasak girişimlerini “açık ayrımcılık” olarak nitelendirdi:
“Anayasal hakları savunduğunu iddia edenler, nüfusun bir kesiminin temel özgürlüklerine bu kadar derin müdahale edemez. Bu yasaklar, Müslümanların topluma katılımını kolaylaştırmak yerine zorlaştırıyor.”
“İnanç baskı değil, özgür tercihle yaşanır”
Açıklamada, başörtüsünün İslam’da ancak kişisel inanç ve özgür iradeyle anlam kazandığı, kimseye dayatılamayacağı vurgulandı. Ayrıca İslam’daki dini yükümlülüklerin yalnızca kadınlara özgü olmadığının, erkeklerin de giyim ve davranış kurallarına uyduğunun altı çizildi.
“Farklılık, barış içinde bir arada yaşamanın parçasıdır”
FIDS açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verildi:
“Gelecek nesillerin, kimse zarar görmediği sürece farklı yaşam tarzlarını ve inançları toplumun doğal bir parçası olarak kabul edeceğine inanıyoruz. Gerçek çoğulculuk, yasaklarla değil, karşılıklı saygı ve anlayışla mümkündür.”