İsviçre’de Bankacılara Sert Uyarı

Devlet Konseyi Üyesi Beat Rieder: “Bir sonraki bankacılık krizi kaçınılmaz”

BERN – Credit Suisse’in çöküşünün ardından İsviçre’de bankacılık sistemine yönelik tartışmalar yeniden alevlendi. CH Media’nın aktardığına göre, Valais kantonundan merkez sağ kökenli Devlet Konseyi Üyesi Beat Rieder, bir sonraki bankacılık krizinin kaçınılmaz olduğunu savunarak, devletin bu kez çok daha sert önlemler alması gerektiğini söyledi.

Rieder, mevcut düzenlemelerin başarısız olduğunu açık bir dille ifade ederek, “Mevcut bankacılık mevzuatı tamamen iflas etti. Bir sonraki kriz sürpriz olacak ve denetim organları yine hazırlıksız yakalanacak,” dedi.

“Bir dahaki sefere faturayı devlet ödeyecek”

Rieder’e göre, bir sonraki büyük krizde UBS’nin kurtarıcı rolünü üstlenmesi artık mümkün olmayabilir. Bunun nedeni olarak UBS’nin kendisinin de risk altında olabileceği ya da başka bir sistemik bankayı devralmak istemeyeceği gösteriliyor.

Bu senaryoda federal hükümetin doğrudan devreye girmek zorunda kalacağını savunan Rieder, çözüm olarak bankaların geçici olarak millileştirilmesini (teknik adıyla Geçici Kamu Mülkiyeti – TPO) gündeme getirdi. Rieder, Federal Konsey’in bu olasılığa ilişkin hukuki ve teknik bir yol haritası hazırlaması gerektiğini vurguladı.

Federal Konsey temkinli

Ancak Federal Konsey bu öneriye mesafeli yaklaşıyor. Hükümet, önümüzdeki günlerde Eyaletler Konseyi’nde görüşülecek olan önergenin reddedilmesini tavsiye etti. Federal Konsey’e göre geçici millileştirme, devletin bir bankanın tüm risklerini üstlenmesi anlamına geliyor ve bu durum çok geniş çaplı mali sorumluluklar doğurabilir.

Hükümet ayrıca, bir bankanın uzun süre devlet mülkiyetinde kalma riskine de dikkat çekerek, İsviçre bankacılık hukukuna TPO modelinin eklenmesini “ne gerekli ne de uygun” buluyor.

“Millileştirme varsa ceza da olmalı”

Ceza hukuku alanında uzman olan Beat Rieder ise, olası bir millileştirmenin cezai yaptırımlarla birlikte yürütülmesi gerektiğini savunuyor. Rieder’e göre, devlet tarafından kurtarılan bir bankanın üst yönetimi ve yönetim kurulu hakkında eş zamanlı olarak ceza soruşturması açılmalı.

“Credit Suisse’in eski yöneticilerine karşı bugüne kadar tek bir ceza davası açılmaması akıl almaz bir durum. Kimse bunu anlamıyor,” diyen Rieder, bu durumun bankacılar için yanlış teşvikler yarattığını belirtti.

CS yöneticileri eleştirilerin odağında

CH Media’nın haberinde, Credit Suisse’in eski üst düzey yöneticilerinin bugün hiçbir hukuki yaptırımla karşılaşmadan kariyerlerine devam etmeleri de eleştiriliyor. Eski başkan Urs Rohner’in kültürel etkinliklerde yer aldığı, son başkan Axel Lehmann’ın üniversitede ders verdiği, eski CEO Thomas Gottstein’ın danışmanlık şirketi kurduğu, bir diğer eski CEO Tidjane Thiam’ın ise siyasi kariyer planları yaptığı hatırlatılıyor.

Buna karşın, Credit Suisse krizinin mali sonuçlarıyla federal hükümet, finansal denetim otoritesi ve UBS’nin karşı karşıya kaldığı; hissedarlar ve tahvil sahipleri tarafından açılan davalar nedeniyle milyarlarca franklık riskin söz konusu olduğu vurgulanıyor.

Rieder yalnız değil

Rieder’in geçici millileştirme çağrısı İsviçre siyasetinde yalnız bir görüş değil. İsviçre Merkez Bankası Başkanı Martin Schlegel’in de 2023 baharında Credit Suisse kurtarma sürecinde benzer bir yaklaşımı savunduğu, bunun daha sonra parlamento soruşturma raporlarında ortaya çıktığı hatırlatılıyor.

Tartışma, İsviçre’de bankacılık krizlerine karşı “devlet kurtarır, yöneticiler bedel ödemez” algısının kırılıp kırılmayacağı sorusunu yeniden gündeme taşıdı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İsviçre Haberleri