BERN – İsviçre otelcilik sektörü son on yılda büyük bir dönüşüm yaşıyor. Ülkede 2014 yılından bu yana 557 otel kapandı – bu da toplam otel sayısında %11,6’lık bir düşüş anlamına geliyor.
Federal İstatistik Ofisi’nin (FSO) verilerine göre Eylül 2025 itibarıyla İsviçre genelinde 4.236 otel faaliyet gösteriyor. Ancak aynı dönemde gecelik konaklama sayısı %22,5, yatak kapasitesi %9,1 oranında artmış durumda.
Bu çelişki, otel pazarında yaşanan yapısal değişimin net bir göstergesi: Küçük aile işletmeleri kapanırken, uluslararası zincirler büyümeye devam ediyor.
Yabancı zincirler İsviçre’de büyüyor
Bern’deki Swissôtel, Zürih’teki Mama Shelter ve Basel’deki Mövenpick otelleri, bu yeni trendin örneklerinden sadece birkaçı.
Tüm bu tesisler, Fransız otel devi Accor grubuna ait ve son beş yıl içinde hizmete açıldı. Accor, İsviçre’de yılda ortalama iki yeni otel açarak ülkenin en büyük otel zinciri konumuna geldi.
Bunun yanında Amerikan Marriott, İngiliz Intercontinental Hotel Group (IHG) ve Alman H World International gibi devler de İsviçre pazarına hızla giriyor. Marriott’un Zürih’teki Moxy oteli Aralık ayında açılacak, IHG geçtiğimiz yıl Sion’daki Holiday Inn’i faaliyete soktu, Alman H World ise Zleep Hotels markasını Kloten, Lozan ve yakında Bern’e taşıyor.
“Markalar kazanıyor, aile işletmeleri kaybediyor”
Danışmanlık şirketi Horwath HTL’ye göre, yalnızca 2024 yılında İsviçre’deki zincir otel sayısı %7 oranında arttı.
Bugün ülkedeki her üç otel odasından biri bu kategoriye giriyor. Ortalama oda sayısı da 2010’da 26,1’den 32,8’e çıktı.
Uzman Michael Schnuerle, Hotel Inside’a yaptığı açıklamada, “Markalı oteller büyümeye devam edecek” derken, yatırımcıların büyük markalara olan güveninin sürdüğünü belirtiyor.
Zürih’teki Mama Shelter örneğinde olduğu gibi, otellerin inşaat finansmanını genellikle büyük yatırım fonları – örneğin UBS gayrimenkul fonları – sağlıyor; yönetim ise zincir markalara devrediliyor.
Dağ bölgeleri de hedefte
Pandemi döneminde Graubünden, Valais ve Berner Oberland gibi dağlık bölgelerde turizm artışı yaşandı.
Bu durum, daha önce yalnızca şehir merkezlerinde yoğunlaşan zincir otellerin ilgisini Alp bölgelerine de çekti.
Schnuerle’ye göre, “Büyümeyi sürdürmek isteyen zincirler, artık büyük şehirlerin dışına bakmak zorunda.”
Aile işletmeleri direniyor
Küçük oteller, dev zincirlerin sağladığı ölçek ekonomileri ve uluslararası tanınırlık avantajına karşı zorlanıyor.
Birçok aile işletmesi kapanmak zorunda kalsa da, Watson.ch’nin belirttiği gibi, “onların sunduğu samimiyet ve misafirperverlik, hiçbir marka tarafından kopyalanamaz.”