İSVİÇRE – İsviçre’nin II. Dünya Savaşı’ndaki karanlık sayfalarından biri gün yüzüne çıktı. Tarihçi Christian Rossé, yaptığı araştırmada, İsviçre’nin savaş yıllarında yaklaşık 2500 ajan kullandığını, bunların arasında çok sayıda mültecinin de bulunduğunu ortaya çıkardı. Çoğu ölüm tehlikesi altında bilgi toplayan bu kişiler, savaş bitince hiçbir destek görmedi.
Paul Wollenberger örneği: Kahraman ajan, ardından dışlanma
Bu isimlerden biri, Almanya’dan kaçarak Liechtenstein’a sığınan Yahudi muhasebeci Paul Wollenberger idi. 1942’de İsviçre istihbaratı tarafından ajan olarak görevlendirilen Wollenberger, Liechtenstein’daki Nazi yanlısı Volksdeutsche Bewegung adlı örgütü izledi ve raporlar sundu. Ancak kısa süre sonra Nazilerin hedefi haline geldi.
Nazi yanlısı basın, Wollenberger’i açıkça hedef gösterdi. İsviçre’ye sığınmak istediğinde ise oturma izni verilmedi, aksine bir çalışma kampına kapatıldı. Ailesi Liechtenstein’da çaresiz bırakıldı. Wollenberger ancak yıllar sonra serbest kalabildi.
Tarihçi Rossé’ye göre, İsviçre’nin bu tavrında tarafsızlık politikası etkiliydi:
“Eğer İsviçre bu ajanları korusaydı, resmen başka ülkelerde casusluk yaptığını kabul etmiş olacaktı.”
Wilhelm Bruckner: Direnişçi öğrenciden trajik sona
Bir başka örnek ise Viyanalı öğrenci Wilhelm Bruckner. 1938’de İsviçre’ye sığınan Bruckner, ülkesine dönerek Nazi işgaline karşı bir direniş örgütü olan ‘Patria’yı kurdu. İsviçre istihbaratı, ona internasyon kamplarında tutulan Wehrmacht askerlerinden adam toplama izni dahi verdi.
Ancak bu, İsviçre’nin tarafsızlığını tartışmalı hale getirdi. Tarihçi Gerald Steinacher, “Bu durum, İsviçre’nin tarafsızlıktan fiilen vazgeçtiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Savaş bitince Bruckner de tıpkı Wollenberger gibi dışlandı. İsviçre’den zorla sınır dışı edilen genç direnişçi, yıllar sonra Viyana’da bir akıl hastanesinde yapayalnız hayatını kaybetti.
“Kahramanlık yerine unutuluş”
Her iki örnek de aynı sonuca işaret ediyor: İsviçre, savaş yıllarında istihbarat için hayatlarını riske atan mültecilere arkasını döndü. Ne tazminat ne de resmî bir teşekkür verildi.
Tarihçilerin görüşüne göre, bu durum İsviçre’nin savaş dönemindeki tarafsızlık anlayışının karanlık yüzünü gösteriyor.
Kaynak: Watson