"Eğilmiş ağaca rüzgâr zarar vermez"

Zafer Terkesli

Değerli okurlar,

Hayatın gidişatı bazen sert bir rüzgâr gibi insanın üzerine gelir. Hepimiz zaman zaman zorlayıcı olaylarla, beklenmedik değişimlerle, kırılma noktalarıyla karşılaşırız. Böyle anlarda kimi insanlar ayakta durmak için direnir, sertleşir; kimi ise eğilmeyi, yani uyum göstermeyi seçer. İşte tam da bu noktada Anadolu’nun hikmet dolu bir sözü devreye girer: “Eğilmiş ağaca rüzgâr zarar vermez.”

Bu söz, dışarıdan bakıldığında basit bir benzetme gibi görünse de aslında hayata dair derin bir öğüt taşır. Kökleri sağlam olan bir ağaç, esen rüzgâra karşı dik durduğunda kırılabilir. Fakat eğilmeyi bilen, gerektiğinde boyun eğen, yani sertliğini bir süreliğine terk eden ağaç, fırtınanın geçmesini bekler ve sonra yeniden doğrulur. Bu, bir zayıflık değil; aksine hayatta kalmanın, olgunluğun ve hikmetin bir işaretidir.

Günümüz toplumlarında insanlar çoğu zaman güçlü görünme kaygısıyla en küçük sarsıntıda bile direnç göstermeye çalışıyor. Oysa yaşamın akışına karşı sürekli direnmek, insanın hem ruhunu hem de bedenini yıpratıyor. Bazen en büyük güç, esnemeyi bilmekte, sükûnetle beklemekte ve doğru zamanda yeniden ayağa kalkabilmekte gizlidir.

Bu atasözü, özellikle insan ilişkilerinde ve toplumsal meselelerde de önemli bir ışık tutar. Eleştiriyi duyunca hemen sertleşen, zorluk görünce panikleyen, değişim karşısında katı duran bireyler kırılmaya daha açıktır. Oysa sabır, hoşgörü ve anlayışla hareket edenler; rüzgâr ne kadar sert eserse essin sonunda dimdik kalmayı başarır. Çünkü bilirler ki her fırtına geçer, her gece sabaha kavuşur.

“Eğilmiş ağaca rüzgâr zarar vermez” sözü, bize hayatta esnek olmanın değerini, kibirden uzak durmayı, büyük sıkıntılar karşısında sakin kalmayı ve zamanı doğru okumayı öğütler. Her zorluk, üzerinde biraz eğilerek atlatılabilir. Yeter ki köklerimiz—yani inancımız, değerlerimiz ve karakterimiz—sağlam olsun.

Bugün yorgun, kırgın ya da rüzgârın sert estiğini hissediyorsanız, unutmayın: Eğilmek yenilmek değildir. Bazen sadece geçmek bilmeyen o rüzgârın sizi savurmasına izin vermemek için kısa bir süreliğine yumuşamanız gerekir. Ve rüzgâr diner… Az sonra yine doğrulursunuz.

Hayatın fırtınaları karşısında kırılmadan, direnmeden, kendimizi tüketmeden yol almayı başaralım. Çünkü hakikat şudur: Eğilmesini bilen, dimdik kalır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.