BERN – İsviçre’de 26 Ekim’de saatler yeniden bir saat geri alınacak. Ancak uzmanlara göre bu küçük görünen değişiklik, sağlık açısından büyük sonuçlar doğuruyor. Federal İstatistik Ofisi (FSO) tarafından yapılan son analiz, saat değişikliklerinden sonra acil servis başvurularında belirgin bir artış olduğunu ortaya koydu.

%6,5 daha fazla acil vaka

Verilere göre, yaz saati uygulamasına geçildikten sonraki pazar günü acil yatışlar %6,5 artıyor. Sonbaharda standart saate dönüldüğünde ise bu artış %3,5 seviyesinde kalıyor. Bu farklılık, biyolojik saat üzerindeki etkilerin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.

Kalp krizi ve migren riski

Köln Üniversitesi Hastanesi’nin 2024 yılında yaptığı meta-analiz, bahar aylarındaki saat değişiminden sonraki hafta kalp krizi riskinin belirgin şekilde yükseldiğini ortaya koydu. İsveç’in Karolinska Enstitüsü de benzer sonuçlara ulaşarak, yaz saati uygulamasına geçiş sonrası kalp krizi riskinin %5 arttığını belgeledi.

Kiel Ağrı Kliniği’nin araştırmasına göre ise migren atakları yaz saati uygulaması sonrasında %6,4 artarken, sonbaharda standart saate dönüşte %5,5 azalıyor.

Uzmanlardan uyarı

Zürih Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Christian Baumann, SRF’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Uyandıktan hemen sonra gözlerimize parlak güneş ışığının ulaşması çok önemli. Akşamları ise karanlıkta yatağa girmek, biyolojik ritmimizi dengeler. Kalıcı yaz saati uygulaması sağlık açısından ciddi sorunlara yol açabilir.”

Ekonomik gerekçe ile uygulanıyor

İsviçre, 1981’den beri yaz saati uygulamasını sürdürüyor. O dönemde Federal Konsey ve Parlamento, Avrupa ile uyum sağlamak ve ekonomik nedenlerle bu kararı almıştı. Ancak 2022’de yapılan oylamada halkın %83’ü uygulamanın kaldırılmasını istemişti. Buna rağmen, Avrupa Birliği’nde hangi saatin kalıcı olacağına dair karar çıkmadığı için İsviçre de uygulamayı devam ettiriyor.

Sağlık sistemi üzerinde yük

Aargauer Zeitung’un aktardığına göre, Federal Sosyal İşler ve Tıbbi Araştırmalar Ofisi’nin bulguları, yaz saati uygulamasının yalnızca bireylerin uyku düzenini değil, aynı zamanda ülkenin sağlık sistemini de zorladığını ortaya koyuyor.