ZÜRİH- İsviçre’de Müslümanlara yönelik ırkçılık vakalarının resmi kayıtlara yansıyandan çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Swissinfo’nun aktardığına göre, ülkedeki şikayet merkezlerine güvenin düşük olması, mağdurların vakaları bildirmemesine yol açıyor.

Güvensizlik Nedeniyle Bildirilmeyen Vakalar Artıyor
İsviçre’deki İslamofobi ve anti müslim ırkçılık vakaları, resmi istatistiklere yansımayan yüksek bir karanlık oranla (Dunkelziffer) karşı karşıya. Uzmanlar, mağdurların büyük bir bölümünün şikayet mekanizmalarına güvenmemesi nedeniyle yaşanan ayrımcılığı bildirmediğini belirtiyor.

İsviçre’deki çeşitli şikayet merkezleri, Müslüman karşıtı ırkçılık vakalarını rapor etmek için hizmet veriyor. Ancak mağdurların çoğu, şikayetlerinin sonuçsuz kalacağı ya da kendilerine zarar verebileceği endişesiyle bu merkezlere başvurmaktan çekiniyor. Bu durum, özellikle Müslüman topluluklar içinde güvensizliği artırıyor.

İslamofobik Ayrımcılık Günlük Hayatta Yaygın
Müslümanlara yönelik ayrımcılığın işyerlerinden okullara kadar birçok alanda yaşandığı belirtiliyor. Araştırmalar, özellikle başörtüsü takan kadınların iş başvurularında dezavantajlı konuma düştüğünü ve bazı sektörlerde sistematik olarak ayrımcılığa uğradığını ortaya koyuyor.

Ayrıca kamusal alanlarda Müslümanlara yönelik sözlü ve fiziksel taciz vakalarının da son yıllarda arttığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar, İsviçre toplumunda bu tür vakalara karşı daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğini vurguluyor.

Yetkililerden Daha Fazla Önlem Çağrısı
İsviçre’deki insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, Müslüman karşıtı ırkçılıkla daha etkili mücadele edilmesi gerektiğini savunuyor. Şikayet mekanizmalarının güçlendirilmesi, mağdurların desteklenmesi ve kamuoyunda bilinçlendirme kampanyalarının artırılması talep ediliyor.

Ancak mevcut şikayet merkezlerinin yeterince etkili olmadığı ve mağdurların ihtiyaçlarını karşılamadığı eleştirileri de devam ediyor. Uzmanlar, resmi kurumların bu konuda daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtiyor.

İsviçre’deki Müslüman topluluklar ise sadece yasal düzenlemelerin yeterli olmayacağını, toplumsal farkındalığın artırılması için kapsamlı adımlar atılması gerektiğini ifade ediyor.