Elektrik Yasası: Doğa Mı, Elektrik Mi?

İsviçre'nin daha fazla elektriğe ihtiyacı var; 2050 yılına kadar bugünün üçte birinden daha fazla. Bunun amaçlarından biri de 9 Haziran'da oylayacağımız Elektrik Yasası. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik santrallerinin genişletilmesini sağlıyor.

Buna karşılık, referandum ilk olarak emekli Pierre Alain Bruchez tarafından neredeyse tek başına yapıldı ve bu arada Fondation Franz Weber, Elias Vogt ve SVP çevresindeki rüzgar enerjisi muhalifleri tarafından desteklendi ve oyların yaklaşık yüzde 60'ı ile hayır sloganını kabul etti. Büyük doğa koruma kuruluşları elektrik yasasını destekliyor. Parlamento ve Federal Konsey de evet oyu öneriyor.

Säntis'teki rüzgar türbinleri mi?

Salı günü Bern'de elektrik yasası karşıtlarının katıldığı medya konferansında "Serbest Peyzaj İsviçre" derneğinden Elias Vogt, elektrik yasasının "en güzel manzaralardaki rüzgar santralleri için kapıyı açtığı" konusunda uyardı. Säntis, Rigi ve Chasseral'dan ilgilenilmesi gereken doğal inciler olarak bahsediyor. Bozulmamış doğa aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerine karşı mücadelede de en iyi müttefiktir. Biyolojik çeşitlilik söz konusu olduğunda İsviçre zaten Avrupa'da son sırada yer alıyor.

Muhalifler, çatılarda güneş enerjisi üretimi potansiyeli olduğu sürece "doğayı yok etmeye devam etmenin" bir nedeni olmadığına inanıyor. Aslında kararname, çatı alanı 300 metrekare ve üzerinde olan yeni binalar için güneş enerjisi yükümlülüğü öngörüyor ancak vatandaşların mülkiyet özgürlüğünü öne sürmesi nedeniyle daha kapsamlı bir güneş enerjisi yükümlülüğü başarısız oldu.

Yerel katılım konusunda Demokles'in Kılıcı

Muhalifler, Elektrik Yasasının planlama yetkisinin belediyelerden kantonlara kaydırılmasına yol açtığını söylüyor. Peyzaj koruma uzmanı Hans Weiss, "Yerel halk artık kendilerini savunamaz" diye uyardı; bu demokrasiye saygısızlıktı. Çevreci Vera Weber, "İnşa ediliyor ve korunan alanın önemi yok" diye ekliyor . Korunan ulusal çıkar alanları kararnameden neredeyse etkilenmemektedir. Hatta kararnamenin kabul edilmesi halinde kantonların ve belediyelerin yenilenebilir elektrik üretimine uygun alanları belirlemesi gerekiyor. Taraftarlar yerel halkın söz hakkının ve çıkarlarının korunduğunu söylüyor.

Sonuçta muhalifler, "yasadaki her şeyin kötü olmadığını" vurguluyor, dolayısıyla mevcut yerlerde yenilenebilir enerji sistemlerinin inşasına ek olarak, elektrik şebekesinin ve diğer noktaların verimli bir şekilde tasarlanmasına yönelik önlemleri de destekliyorlar. 9 Haziran'da hayır oyu vermeleri halinde Parlamentonun "bunu hızla uygulayabileceğine" inanıyorlar.