ZÜRİH- İsviçre Federal İstatistik Ofisi’nin (BFS) 2022 yılına ait sağlık araştırması sonuçları, cinsiyetler arasındaki sağlık farklılıklarını ve toplumsal normların bireylerin sağlık algısı üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, erkeklerin %52’si fazla kilolu veya obezken, bu oran kadınlarda %34. Buna rağmen, kadınların %28’i, erkeklerin ise %23’ü kilo durumlarından memnuniyetsizlik duyuyor. Özellikle fazla kilolu bireyler arasında, kadınların %52’si, erkeklerin ise %29’u kilolarından memnun değil.

Toplumsal Normlar ve Beden Algısı

Araştırma, kadınların kilo memnuniyetsizliğinin, toplumsal güzellik standartları ve cinsiyet rollerinden kaynaklandığını belirtiyor. Kadınlar için zayıf bir beden, güzellik ve sağlıkla ilişkilendirilirken, erkeklerde daha iri bir beden yapısı güç ve güvenle özdeşleştiriliyor. Bu durum, kadınların beden algısında daha fazla memnuniyetsizlik yaşamasına neden oluyor.

Kronik Hastalıklar ve Yaşam Kalitesi

Kadınların %55’i, erkeklerin ise %44’ü en az bir kronik hastalıkla yaşıyor. Kadınlar ayrıca, günlük yaşam aktivitelerinde en az altı aydır süren kısıtlamaları (%30) ve sırt ağrısı gibi spesifik rahatsızlıkları (%50) daha sık bildiriyor. Erkeklerde bu oranlar sırasıyla %24 ve %40.

Yaşam Süresi ve Sağlıklı Yaşam Yılları

Kadınlar, erkeklere göre ortalama 3,8 yıl daha uzun yaşıyor (85,4 yıl vs. 81,6 yıl). Ancak, sağlıklı yaşam süresi farkı sadece 0,4 yıl (kadınlar için 72,1 yıl, erkekler için 71,8 yıl). Bu, kadınların daha uzun yaşasa da, bu yılların bir kısmını sağlık sorunlarıyla geçirdiğini gösteriyor. 

Sigara Kullanımı ve Psikolojik Sağlık

Sigara içme oranları cinsiyetler arasında yakınlaşsa da, erkeklerin %27’si, kadınların ise %21’i sigara içiyor. 15-24 yaş arası gençlerde bu oranlar neredeyse eşit. Psikolojik sağlık açısından, kadınların %12’si, erkeklerin ise %8’i orta ila şiddetli depresyon belirtileri bildiriyor. Genç kadınlarda (15-24 yaş) bu oran %26’ya kadar çıkarken, aynı yaş grubundaki erkeklerde %13.

Sonuç ve Öneriler

Araştırma, sağlık politikalarının cinsiyet farklılıklarını ve toplumsal normları dikkate alarak şekillendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Kadınların beden algısı üzerindeki toplumsal baskıların azaltılması ve erkeklerin sağlık risklerine karşı daha bilinçli hale getirilmesi, toplumun genel sağlık düzeyini artırabilir.

Bu bulgular, İsviçre’de sağlık eşitsizliklerinin sadece biyolojik değil, aynı zamanda toplumsal faktörlerden de kaynaklandığını gösteriyor.