ZÜRİH – İsviçre, Henley & Partners tarafından yayımlanan yeni *“Küresel Yatırım Riski ve Dayanıklılık Endeksi”*nde dünyanın en dayanıklı ekonomisi olarak zirvede yer aldı.
Endeks, ülkelerin ekonomik, politik, çevresel ve sosyal şoklara karşı direnç kapasitesini ölçerek, uyum sağlama ve uzun vadeli istikrarı koruma yeteneklerini değerlendiriyor.

Araştırma, yapay zekâ şirketi AlphaGeo ile iş birliği içinde yürütüldü. İsviçre, dünyanın en düşük risk puanına ve en yüksek uyum kabiliyetine sahip ülke olarak listenin başında yer aldı.

Henley & Partners Kurumsal İletişim Başkanı Sarah Nicklin, Nau.ch’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Dayanıklılık, bir ülkenin yıkıcı şokları absorbe etme yeteneği olarak tanımlanıyor. Bu ister ekonomik ister politik olsun, önemli olan ülkenin bu sarsıntılara uyum sağlayıp toparlanabilmesidir.”

Nicklin, endeksin küresel yatırımcılar, emeklilik fonları, egemen varlık fonları ve finansal kuruluşlar için stratejik bir rehber niteliği taşıdığını belirtti.

“Sonuç sürpriz değil”

Fribourg Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Reiner Eichenberger, İsviçre’nin bu sonuçla zirvede yer almasının “şaşırtıcı olmadığını” söyledi.

Eichenberger, Nau.ch’e yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi:

“İsviçre’nin görece yüksek güvenlik düzeyi, politikalarının diğer ülkelere göre daha az kötü olmasından kaynaklanıyor. Doğrudan demokrasi, küçük ölçekli federalizm ve akılcı seçim sistemleri bunun temel dayanaklarıdır.”

Ancak Eichenberger, ülkenin iç dinamikleri konusunda da uyarılarda bulundu:

“Tehlikeler dışarıdan çok içeriden geliyor. İnsanların serbest dolaşımı yüksek göç baskısı yaratıyor, bu da toplumun siyasal ve ekonomik dayanıklılığını zayıflatıyor.”

Profesör ayrıca, İsviçre’nin başarılı milis sisteminin gelecekte bu toplumsal dönüşüm nedeniyle zorlanabileceğini belirtti:

“30–40 yaş arası nüfusun yüzde 40’ından fazlası artık yabancı kökenli ve bu sistemin dışında. Güvenilir savunucular olmadan hoşgörüsüz politikalar ortaya çıkar.”

İskandinav ülkeleri yakın takipte

Endekste Danimarka ikinci, Norveç üçüncü sırada yer aldı.
Eichenberger, bu tabloyu şöyle değerlendirdi:

“İsviçre ile İskandinav ülkeleri, belediye özerkliği, istişare süreçleri ve doğrudan demokrasi gibi benzer kurumlara sahip. Ancak özellikle Danimarka’dan öğrenebileceğimiz çok şey var.”

Eichenberger, Danimarka’daki ikili eğitim sisteminin toplumsal entegrasyon açısından büyük başarı sağladığını, bu modelin İsviçre için de ilham verici olduğunu ifade etti.