Hazine Ararken Sürgünle Tanıştılar
İsviçre’de Hazinenin Peşinde: Ganimet Umudu, Hayaletler ve Dolandırıcılık.
WILLISAU – 18. yüzyıl İsviçre’sinde servet hayali, dini inançlar ve batıl inanışlarla harmanlanarak halk arasında derin izler bırakan olaylara neden oluyordu. 1736 yılının sonbaharında Luzern kantonuna bağlı Willisau bölgesinde yaşanan bir dolandırıcılık vakası, bu dönemin ruhunu ve insanların gizli hazinelere olan inancını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Bir sonbahar gecesi, dört adam – çiftçi Kaspar Müller, arkadaşları Rochi Zeder ve Hans Bättig ile gizemli bir “Konstanzlı bey” – bir ahırda buluştu. Konstanzlı adam, toprağa sihirli bir daire çizerek, yüzyıllardır gömülü bir hazineden söz etti: “Kim layıksa, onu ellerinde tutacak.” Hazineye ulaşmak içinse dini ritüeller ve sözde ruhani bağlantılar şarttı.
Hazinenin Bedeli: İnanç, Altın ve Günah Çıkarmak
Konstanzlı adam, hazineyi koruyan ruhlarla iletişim kuracağını ve bu ruhlardan birinin kurtarılabileceğini söyledi. Ancak öncesinde, her bir adamın üç altın sikke getirmesi gerektiğini açıkladı. Bu, “hazinenin açılması için gerekli fedakarlık” olarak sunuldu.
Adamlar ertesi hafta tekrar buluşarak altınları teslim etti. Konstanzlı, altınları ayrı keselerde mühürleyerek dairenin ortasına koydu ve son bir görev verdi: Günah çıkarılmalıydı. Temiz kalpler olmadan hazine kendini göstermeyecekti.
Üçlü Sursee’de günah çıkardıktan sonra umutla döndü, ancak Konstanzlı adam ortadan kaybolmuştu. Keseleri açtıklarında, içlerinde altın yerine kurşun parçaları buldular.
Hayal Kırıklığı Mahkemede Sonlandı
Kısa sürede olay duyuldu ve üçlü Willisau’daki mahkemeye çıkarıldı. O dönemlerde batıl inançlara dayalı hazine arayışı yasaklanmış, büyücülük ve sihirle ilişkilendirilmişti. Luzern kantonunda yalnızca 18. yüzyılda 200’e yakın benzer dava kayıtlara geçti. Cezalar ise para, hapis, dayak, teşhir ya da sürgün olabiliyordu.
Mahkeme, Müller’i iki yıl, Bättig’i üç yıl, Zeder’i ise bir yıl süreyle bölgeden sürgün etti. Gizemli Konstanzlı adam ise ortadan kayboldu ve bir daha izine rastlanmadı.
Aydınlanmayla Büyünün Sonu
19. yüzyıldaki Aydınlanma hareketiyle birlikte batıl inançlar geriledi, hazine arayışı artık mistik değil, tarihî ve teknik temellere dayandırıldı. Ama hazine avı efsaneleri – haritalar, gizemli işaretler ve saklı altınlar – halk kültüründe yaşamaya devam etti.
Bu haber toplam 1662 defa okunmuştur





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.